Sakarya Hukuk Dergisi (SHD), cilt.12, sa.2, 2024 (Hakemli Dergi)
Öz: Bu makale, uluslararası hukuk ve uluslararası topluluğun doğası hakkında bir analiz
sunmakta ve uluslararası hukukun varoluşsal niteliği ile uygulanabilirliği üzerine
odaklanmaktadır. Makale, uluslararası topluluğun devletlerden oluştuğunu ve bu
devletlerin birbirleriyle egemen eşitlik temelinde ilişki kurduğunu vurgulamaktadır. Bu
bağlamda, uluslararası hukuk, uluslararası topluluğun hukukudur ve dolayısıyla bir
“mümkün hukuk” olarak tanımlanmaktadır. Bu, uluslararası hukukun uygulamasının ve
etkisinin, devletlerin iradelerine bağlı olduğunu göstermektedir. Uluslararası hukukun
etkili olabilmesi için devletlerin siyasi iradelerinin tezahür etmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, uluslararası hukuk bir zorlayıcı güç mekanizması değil, daha çok bir olasılık
sistemidir. Uluslararası hukuk, kendi içinde belirli kurallar ve ilkeler barındırmaktadır. Bu
kurallar, sonuçlarının uygulanmasından bağımsız olarak bilimsel bir doğruluk taşır. Yani,
uluslararası hukuk bir bilim olarak, haklılık ve meşruiyetin belirlenmesinde önemli bir rol
oynamaktadır. Bu, uluslararası ilişkilerde uluslararası hukuk kavramının sadece pratikte
değil, aynı zamanda teorik olarak da bir referans noktası olduğuna işaret etmektedir.
“Erga omnes” yükümlülükleri ihlal eden devletlere karşı, uluslararası topluluğun kollektif
bir yanıt verme yeteneği sınırlıdır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin etkisizliği,
uluslararası kollektif barış ve güvenlik mekanizmalarının işleyişini zorlaştırmakta ve
dolayısıyla uluslararası hukukun üstünlüğünü sağlamada bir engel teşkil etmektedir.
Güvenlik Konseyi'nde veto uygulamaları, özellikle uluslararası barış ve güvenlik açısından
ciddi sorunlar yaratmakta ve uluslararası hukukun uygulanabilirliğini sınırlamaktadır.
Sorumlu devlete karşı etkili bir baskı oluşturmak için, devletlerin ortak hareket etmesi ve
uluslararası sorumluluk hukukunda mevcut bir olanak olan karşı önlemler alması
gerekmektedir. Uluslararası hukukun varoluşu, egemen devletlerin iradelerine
dayanmakta olup, bu durum onu "mümkün bir araç" olarak tanımlamaktadır. Ancak, bu
aracın işlevselliği, devletlerin iradesine bağlıdır ve bu iradenin varlığı garanti değildir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası Hukuk, Uluslararası İlişkiler, Uluslararası Barış ve
Güvenlik, Uluslararası Sorumluluk, Birleşmiş Milletler
Abstract: This article analyzes the nature of international law and the international
community, focusing on the existential nature and applicability of international law. The
article emphasizes that the international community is composed of states and that these
states relate to each other based on sovereign equality. In this context, international law
is the law of the international community and is therefore defined as a ‘contingent law’.
This shows that the application and effect of international law depends on the will of
states. For international law to be effective, the political will of states must be manifested.
Thus, international law is not a mechanism of coercive power, but rather a system of
contingency. International law contains certain rules and principles within itself. These
rules have a scientific accuracy independent of the application of their consequences. That
is, international law as a science plays an important role in determining justification and
legitimacy. This implies that in international relations the concept of international law is
a point of reference not only in practice but also theoretically. The ability of the
international community to collectively respond to states that violate ‘erga omnes’
obligations is limited. The ineffectiveness of the United Nations Security Council
complicates the functioning of international collective peace and security mechanisms
and thus constitutes an obstacle to ensuring the rule of international law. Using vetoes in
the Security Council poses severe problems for international peace and security and limits
the enforceability of international law. To put effective pressure on the responsible state,
states need to collaborate and take countermeasures, a possibility available in the law of
international responsibility. The existence of international law is based on the will of
sovereign states, which characterizes it as a ‘means to an end’. However, the functionality
of this instrument depends on the will of states, and the existence of this will is not
guaranteed.
Keywords: International Law, International Relations, International Peace and Security,
International Responsibility, United Nations