Yedi İklim, cilt.39, sa.415, ss.30-34, 2024 (Hakemsiz Dergi)
Devlet
Ana romanında da Osmanlı’nın bu tür bazı özellikleri anlatılmaya
çalışır. Kemal Tahir’in de romanda ve
yazılarında savunduğu bu görüşe göre devlet “kerim” dir, reaya (halk /köylü) “özgür” dür. Ekonomik sistem zekât sayesinde dengeli tutulur.
Pazar ekonomisi rekabete dayalı olmadığı; yardıma ve hayırseverliğe dayalı
olduğu için “durağan” dır.
Bu çerçevede
Kemal Tahir ve onun gibi düşünen diğer yazarlar, Osmanlı Devleti’nin Avrupa
toplumlardan farklı olarak kendine özgü yapısı olduğu vurgulamaktadır. Ayrıca
Batı’da, adalet, ekonomi, vergi ve
sosyal hizmetler geleneksel kurumlarla aşağıdan yukarıya doğru örgütlenmiştir;
buna karşılık Doğu’da adalet ve maliye, yönetici konumunda bulunan görevlilerin, Kuran’ı Kerim’den ilham alan
Şeriat yasalarının çerçevesinde kurulan kurum yöneticilerinin iradesine
göre belirlenmiştir. Toprağın kime ait olduğu, mülkiyet kuralları Devlet
Ana romanında iki öykü çevresinde ince ince işlenir.
İzlediğimiz
oyunda ise sadece diyaloglardan birinde geçen “Mülk Allahındır.” cümlesi
dışında herhangi bir mülkiyet konusu geçmemiştir. Kısa tutulmuştur.
Kemal Tahir
romanda sade dil kullanmış ve yer yer Dede
Korkut Hikâyeleri’nin üslubuna yakın bir cümle yapısını tercih etmiştir. Senarist Osman Özkan romanı, özellikle dil
kullanımında özenli, saygılı bir yaklaşımla sahneye uyarlamış. Ne var ki dönemle hiç alakası olamayacak şekilde ululardan
Akçakoca’nın Osman Gazi’ye ''ergen gibi davranıyorsun'' ve ''sal artık'' gibi
birkaç rahatsız edici ifadeler kulağımızı tırmalamıştır.