Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2020 (Hakemli Dergi)
ÖZ
Amaç: Hipertansiyon, komorbiditesi sık bir hastalık olup bu durum tedaviyi
düzenlenmede belirleyicidir. Bu çalışmada hipertansif hastalarda başka
kardiyovasküler sorunların olup olmama durumuna göre ilaç kullanımının
incelenmesi amaçlandı
Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya Türk Kalp Vakfı Tıp Merkezi’nin
Ocak 2016-Haziran 2018 arasındaki hasta verileri dahil edildi (n=11.085).
Hastalara ait kayıtlı tanılar içerisinde (n=26.699) en sık karşılaşılan üç tanı olan
hipertansiyon (HT), iskemik kalp hastalığı (İKH) ve dislipidemi (DL)
bulunanların tedavilerindeki ilaçlar, tıbbi ve demografik özellikleri
değerlendirildi. Hipertansiyon verileri ile buna eşlik eden İKH ve DL verileri
karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışma periyodunda oluşturulan protokollerin %22,2’sini (n=5929)
HT oluşturmaktaydı. Toplam 3601 HT tanılı hastanın %43,7’sini (n=1572) tek
tanılı olanlar, %36,7’sini ise (n=1321) eşlik eden iki komorbiditenin en az birini
içeren hastalar oluşturuyordu. İncelenen tüm tanı gruplarında en sık karşılaşılan
ilaç asetilsalisilik asit idi. En sık karşılaşılan antihipertansif ana ilaç grubu renin-
anjiyotensin sistemi (RAS) blokerleri, etkin maddeler ise metoprolol ve
amlodipin idi. Bunu tek başına HT ve HT’ye DL’nin eşlik ettiği grupta
“valsartan+hidroklorotiyazid”, İKH’nin eşlik ettiği gruplarda ramipril izliyordu.
Beta-bloker kullanımı ≥65 yaş hastalarda genç hastalara kıyasla daha düşüktü
(sırasıyla %13,8 ve %16,1, p<0,05).
Sonuç: Bu çalışmada en çok tercih edilen antihipertansif grubun, anjiyotensin
reseptör blokerlerinin baskınlığında, RAS üzerinden etkililer, en çok tercih edilen
ilacın ise metoprolol olduğu göze çarpmaktadır. Son yıllardaki kılavuzlarda beta-
bloker kullanımının nispeten geri plana düşmüş olmasına rağmen, bu çalışmada
hipertansif hastalarda yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Hipertansiyona
eşlik eden iki durumda da en sık kullanılan ilaçların genel olarak değişkenlik
göstermediği anlaşılmaktadır.