Uluslararası Globalleşme Sürecinde Kırgızistan’da Din Bilimleri ve Ahlak Bilgisi Öğretiminin Meseleleri Sempozyumu (21-22 Mayıs 2007), Bishkek, Kırgızistan, 21 - 22 Mayıs 2007, ss.310-315
Bir zamanlar Sünnî- Hanefî dini anlayışın temsilciliğini yapmış, ilim ve irfan
merkezi olarak tanınmış, bu anlayışın dev şahsiyetlerini ve eserlerini ortaya çıkarmış olan bu bölge, uzun yıllar SSCB yönetimi altında bulunmasıyla, sahip olduğu
dini değerlerden uzaklaşmak mecburiyetinde kalmıştır. Zira SSCB, XVIII. Yüzyılın
ortalarında bu ülkeleri işgal etmeye başlamış, özellikle de XIX. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu bölgelere Rus nüfusu yerleştirme ve Hıristiyanlaştırma faaliyetlerine girişmiştir. 1917 devriminden sonra ise tamamen dinsizlik politikası izleyerek,
bütünüyle din eğitimini ve dini kurumları yasaklamıştır. SSCB’nin dağılmasından
sonra bağımsızlıklarına kavuşan bölge halkları, dini kimlik açısından büyük problemlerle baş başa kalmışlardır. İlk anda tarihî genlerinde taşıdıkları İslâmî birikimlerle dine yoğun ilgi gösteren halk, din adamı, din eğitimi veren kurumlar ve dini
literatür yetersizliği gibi sebeplerle sağlam bir dini anlayışa sahip olma bakımından
büyük engellerle karşılaşmıştır. Ayrıca bu bölgelerde ister İslâmî kaynaklı olsun, ister başka din kaynaklı olsun çeşitli dini grupların serbestçe faaliyet gösterecekleri
müsait zeminler teşekkül etmiştir. Öğrenebildiğimiz ve tanık olabildiğimiz kadarıyla
yüzlerce dini menşe’li grup bu topraklarda faaliyet göstermektedir. Devlet yetkilileri
demokrasi ve özgürlük adına her türlü dini akımın çalışmalarına izin vermektedirler.
Fakat ülkede bu girişimin oluşturacağı kaos ortamının, halkın dini anlayışı üzerinde
oluşturacağı menfi durum pek nazar-ı dikkate alınmamaktadır.