ASIA MINOR STUDIES : INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES, cilt.11, sa.2, ss.206-220, 2023 (Hakemli Dergi)
Öz
Rusya, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra iç sorunlarla uğraştığı için Orta Doğu başta olmak üzere küresel
sorunlara yeterli ilgiyi gösterememiştir. 2000’li yıllarda iktidarı ele geçiren Vladimir Putin, ülke içerisindeki
sorunları kısa süre içerisinde çözerek, Rusya’nın SSCB dönemindeki etkinliğine ulaşması için dış politikada
aktif arayış içerisinde olmuştur. Amerika’da yaşanan 11 Eylül saldırıları nedeniyle uluslararası arenada da kaos
durumunun ortaya çıkmasıyla Putin, eski Sovyet Cumhuriyetleri başta olmak üzere SSCB’nin nüfuz kurduğu
ülkeler ile ikili ilişkileri yeniden canlandırmaya çalıştı. Putin, SSCB’nin yıkılmasıyla başlayan ABD’nin tek
kutuplu süper güç modelini etkisiz hale getirmek ve Rusya’nın yeniden süper güç olduğunu hatırlatmak için
çevre ülkelerde askeri operasyonlara başlamıştır. Bu kapsamda 2008 Gürcistan müdahalesi ve 2014’te Kırım'ın
işgal edilmesi ile somut adımlar attı. Putin’in Orta Doğu politikası, Sovyetleri dönemindeki etki alanını
genişletmek ve pasifleşen ilişkilerin yeniden canlanması için aktif diplomasi atağına dayanır. 2011 yılında
başlayan Arap Baharı olayları ile Rusya, Suriye, Mısır, Irak, Libya ve Körfez ülkeleriyle ikili ilişkileri
yakınlaştırmıştır. Rusya’nın bu ülkelerde, iktidardaki isimleri desteklemesi, ilgili devletler tarafından
memnuniyetle karşılanmış, ikili ilişkilere pozitif katkı sağlamıştır. Bu durum ise Putin’in Orta Doğu’daki
nüfuzunu güçlendirmiştir. Bu çalışmada Putin'in Orta Doğu'da yeniden etkinlik kurma politikası incelenmiştir.
Rusya, 1993’ten itibaren söylemsel olarak benimsediği yakın çevre doktrininde, Orta Doğu'da siyasi, askeri ve
ekonomik etkinliğini geliştirmesi, yeni üsler kurması, vekâlet savaşları veya doğrudan müdahalelerle yeni
dönemin belirleyici aktörleri arasına girmesi, Sovyet sonrası Avrasyacı yaklaşımın genişletilmesi olarak
değerlendirilmektedir. Putin izlediği politikalarla, Rusya’nın jeopolitik avantajlarını bu süreçte ustaca kullanarak
stratejik dönüşümünü ve realist büyük güç politikasını yeniden gündeme getirdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Rusya, Putin, Orta Doğu, Arap Baharı.
Abstract
Since Russia was dealing with domestic problems after the collapse of the Soviet Union, it could not show
sufficient attention to global problems, especially the Middle East. Vladimir Putin, who seized power in the
2000s, has been in an active search in foreign policy for Russia to reach its effectiveness in the USSR period by
solving the problems in the country in a short time. With the emergence of chaos in the international arena due to
the September 11 attacks in the United States, Putin began to revive bilateral relations with the countries where
the USSR had influence, especially with the former Soviet Republics. Putin started military operations in the
surrounding countries to neutralize the unipolar superpower model of the USA, which started with the collapse
of the USSR and to remind Russia that it is a superpower again. In this context, it started to take concrete steps
with the Georgian intervention in 2008 and the occupation of Crimea in 2014. Putin's Middle East policy
initiated an active diplomatic attack to expand the sphere of influence during the Soviet era and to revive
pacified relations. With the Arab Spring events that started in 2011, Russia has brought closer bilateral relations
with Syria, Egypt, Iraq, Libya, and Gulf countries. Russia's support of the names in power in these countries was
welcomed by the relevant states and contributed positively to bilateral relations. This situation strengthened
Putin's influence in the Middle East. In this study, Putin's re-establishment policy in the Middle East has been
examined. Russia's development of its political, military, and economic activity in the Middle East, establishing
new bases, and becoming one of the decisive actors of the new era through proxy wars or direct interventions,
after strengthening its near-periphery policy, is considered primarily as an expansion of the post-Soviet Eurasian
approach. It is concluded that the strategic transformation of Putin's Russia, which skillfully used its geopolitical
advantages in this process, brought the Realist great power policy back to the agenda.
Keywords: Russia, Putin, Middle East, Arap Spring.