Taşınmazlarda (Subjektif-Ayni) Bağımlı -Paylı- Mülkiyet


Antalya O. G.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, cilt.31, sa.1, ss.271-299, 2025 (TRDizin) identifier

Özet

Taşınmazlar arasındaki hukuki ilişki çeşitli şekillerde tezahür edebilir. Bu bağlamda taşınmazlardan birindeki paylı mülkiyetin diğerindeki mülkiyete (veya paylı mülkiyete) bağlanması ile de hukuki ilişki doğabilir. Hukuki ilişki; subjektif-nispi ilişki şeklinde tezahür edebileceği gibi, subjektif-ayni ilişki şeklinde de görülebilir. Subjektif-ayni ilişki Türk Medeni Kanunu’nda ele alınmış olup, irtifak hakkı veya taşınmaz yükü -bir sınırlı ayni hak- şeklinde aktif subjektif-ayni ilişki olarak düzenlenmiştir. Pasif subjektif-ayni ilişki ise hukukumuzda üzerinde fazla durulmuş bir konu değildir. Kanunda bu kavram ve hukuki sonuçları açık ve net bir maddi hukuk kuralı ile düzenlenmediğinden çeşitli hukuki sorunların doğması muhtemeldir. Bu çalışmada, aktif sübjektif ayni ilişki de açıklanarak, asıl olarak pasif subjektif-ayni bağlantı ile bağlanmış iki taşınmaz arasındaki hukuki ilişkide ortaya çıkabilecek çeşitli soru ve sorunlara yanıt aranmıştır. Ayrıca bu konuda, olması gereken hukuk (de lege ferenda) bakımından, mehaz ZGB Art.655a hükmünden yararlanarak önerilerde bulunulmuştur.
The legal relationship between immovable properties may manifest in various forms. In this context, a legal relationship may also arise by linking the co-ownership in one immovable property to the ownership (or co-ownership) in another immovable property. The legal relationship may materialize in the form of a subjective-obligatory relationship or in the form of a subjective-in rem relationship. The subjective-in rem relationship is regulated in the Turkish Civil Code and is established as an active subjective-in rem relationship in the form of an easement or real burden (limited right in rem). The passive subjective-in rem relationship has not been extensively examined in Turkish legal doctrine. Since this concept and its legal consequences are not regulated by explicit substantive legal provisions, various legal problems are likely to emerge. In this study, while explaining the active subjective-in rem relationship, answers are primarily sought to various questions and problems that may arise in the legal relationship between two immovable properties connected by a passive subjective-in rem connection. In addition, recommendations have been made from a de lege ferenda perspective by drawing upon ZGB Art.655a.