JOURNAL OF THE INTERNATIONAL SCIENTIFIC RESEARCH, cilt.1, sa.2, ss.216-224, 2016 (Hakemli Dergi)
1950’li yıllarda Fransa’da mevcut sinema endüstrisine ve bu endüstrinin prensiplerine başkaldıran
sinema eleştirmeni ve yönetmenlerin bir araya gelerek oluşturdukları Yeni Dalga akımı, sinema
tarihinin en önemli akımlarından biridir. Ortaya çıktığı günden günümüze Yeni Dalga
literatüründen bahsedilirken Jean-Luc Godard, François Truffaut, Alain Resnais, Eric Rohmer,
Jacques Rivette, Claude Chabrol, Jacques Demy ve Louis Malle gibi erkek yönetmenlerin
sinemalarına daha fazla yer verilirken, bu erkek yönetmenlerle eşzamanlı olarak filmler üreten ve
üretmiş olduğu filmler ile Yeni Dalga sinemasının temellerini atan Agnès Varda’nın görünmez
kılındığı dikkat çekmektedir. Varda, erkek egemen düşünce yapısının ve üretim ilişkilerinin egemen
olduğu geleneksel sinemada özellikle kadın üzerinden kullanılan sömürü dilini reddederek ve
sinemadaki bu dile özgü yerleşik kodları kırarak yeni ve alternatif bir sinema arayışında olmuştur.
Bu arayış neticesinde Yeni Dalga akımının ilk filmi La Pointe Courte (Paralel Yaşamlar, 1954)’yi
çeken ve akımın tek kadın yönetmeni olan Varda hem Yeni Dalga akımı, hem de dünya sinema
tarihi nazarında ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuştur. Buna rağmen tarihte çok defa kadın
sanatçıların isimlerinin ve eserlerinin literatür dışında bırakılmış olması gibi, Varda’nın ismi ve
sineması da Yeni Dalga literatürünün dışında bırakılmaktadır. Varda’nın farkına varılmasını
amaçlayan bu çalışma, iki boyutlu olarak ele alınmıştır. Öncelikle eril bir sinema akımı olarak
dikkat çeken Yeni Dalga sinemasında bir kadın yönetmen olarak Varda’nın konumu incelenmiştir.
İkinci boyutta ise yönetmenin sinemasında kadın temsili, feminist söylem analizi yöntemi ile ele
alınmış ve yine toplumsal cinsiyet normlarına karşı geliştirdiği söylem feminizm temelinde analiz
edilmiştir.