40 Kitap, Ankara, 2023
Sonsuz fikri modern felsefenin başlangıcında Descartes tarafından bütün bilimlerin kurucu ilkesi olarak sunulmuştur. Sonsuz fikri, bütün bilimler için kurucu olmasının yanında, beşerî düşüncenin sonlu kapasitesini aşan istisnai ve aşkın bir fikir olma özelliğine sahiptir. Mevcut eser sonsuz fikrinin istisnai ve aşkın olma özelliğine saygıyı korumakla beraber, onun fenomenal alandaki boyutlarına yoğunlaşıyor ve çağdaş felsefe içinde hakikat kriterlerini sunacak fenomenolojiyi geliştiriyor.
Öncelikle burada Husserl’in fenomenolojisi ve Bergson’un yaşam teorisinden hareketle sunmak istediğimiz sonsuzun fenomenolojisi, sonsuza mutlak bilinç üzerinden teorik olarak yer açarken, onunla temas kurabileceğimiz somut tecrübe yollarını açıyor. Aslında sonsuzun fenomenolojisi, Levinas’ın değerli çalışmaları ile ilgilendiğimizden beri dikkatimizi çekmişti. Sonsuz onun eserlerinde açık bir fenomenoloji ile savunulmuyordu, ama o tecrübe alanında izini bıraktığı için, fenomenal alanda belirli veçheleri ile görünmek zorunda kalıyordu. Mevcut eser daha ileriye adım atarak sonsuzun fenomenolojisini mutlak bilincin fenomenolojisi olarak bütün bilimlerin temellerinde gösteriyor.
Sonsuz olarak anlaşılan mutlak bilinç teorik bir görme ile kesinliğine kavuştu. Ayrıca sonsuza yükselen varoluşun somut tecrübesi, hakikat huzurunda saf şahitlik tecrübesini hazırlamış oldu. Böylece giriş yaptığımız saf şahitlik tecrübesi, hakikatin yatay ve özellikle dikey boyutlarında görülen vahiy düşüncesinin kapısını aralamış oldu. Nihayetinde buradaki fikirler ile mevcut eserin, çağdaş felsefedeki “ilk felsefe” ya da “saf bilim” fikrini yeniden tesis ettiğini belirtelim.