Osmanlı Sanatında Değişim ve Dönüşüm, Ayşe Budak-Muzaffer Yılmaz, Editör, LiteraTürk Academia, Konya, ss.357-392, 2019
Herkesçe bilinen bir gerçektir ki; Osmanlı’yı Cihan Devleti haline getirme ve “Osmanlı Medeniyeti”ni inşâ etme yolundaki en önemli adımların atıldığı dönem, İstanbul’un Fatih’i Sultan II. Mehmed dönemi (sl. 1451-1481) olmuştur. Yeryüzünün gözbebeği İstanbul, yep- yeni bir çağın başladığı 1453’ten itibaren, hat sanatının da merkezi haline gelme yolunda peyderpey ilerlemiştir. Fatih Camii’nin üç parçadan ibaret kitâbesi ise, Yahya Sofî’nin oğlu Ali Sofî tarafından yazılmıştır. Babasına kıyasla daha üstün bir istif kabiliyetine sahip ol- duğu anlaşılan Ali b. Yahya Sofî’nin, Topkapı Sarayı Bâb-ı Humâyûn kemeri aynasındaki müsennâ yazısı ise (“Besmele”, “İnne’l-müttekîne...”; Hicr: 45-48), celî sülüsün müstakbel tekâmülünü müjdelercesine mutantan, muazzam ve muntazam bir yazıdır. İslâm yazısına Türk şîvesi kazandırılması husûsundaki en kayda değer isim olarak genellikle Hattat Şeyh Hamdullah (ö. 1520) zikredilir. Sultan II. Bâyezid’in hat hocası olan Şeyh Hamdullah, hat sanatında yeni bir dönemin temellerini atmıştır. II. Bayezid’in “yazıda yeni bir vâdi ihti- râ’ına müteveccih tahayyülâtı Şeyh’te ma’kes bulmuştur. Kendisinden önceki büyük hat- tatların ellerinde süzüle süzüle yolunu bulmuş olan muhakkak, reyhanî, tevkî’ ve rıkaa’ gibi yazı çeşitlerinden sonra, “aklâm-ı sitte” (altı çeşit yazı) cümlesinden olan diğer yazılar; yani sülüs ve nesih de Şeyh Hamdullah’ın kazandırdığı soluk ile kıvamını bulmaya başla- mıştır. Bu çalışmada, Şeyh Hamdullah ile yeni bir döneme giren hat sanatında, XX. asra kadar Osmanlı zevkinin tesiriyle yapılmış olan başlıca inkılaplar, önemli merhaleler ve isimler üzerinde durulacaktır.