“Sermayenin İadesi Yasağı”nın (TTK m. 480/3) Örtülü Malvarlığı Aktarımının Önlenmesi Açısından Geniş Yorumlanması Zorunluluğu -Alman ve İsviçre Hukukları ile Karşılaştırmalı Olarak-


Özdin F.

Tüzel Kişilik Penceresinden Anonim Ortaklık Sempozyumu - MEF Üniversitesi , İstanbul, Türkiye, 20 - 22 Temmuz 2020, ss.85-122

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.85-122
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sermayenin iadesi yasağı Alman, İsviçre ve Türk hukuklarında özel hükümler altında düzenlenmiş olup (sırasıyla: § 57/1 AktG; OR Art. 680/2; TTK m. 480/3); yasak, her bir hukuk siteminin ilgili maddesinde “sermayenin/katılım payının” pay sahibine iade edilemeyeceği ya da pay sahibi tarafından geri ödenmesinin istenemeyeceği şeklinde ifade edilmiştir. Ancak her ne kadar ilgili düzenlemeler lafzen neredeyse aynı şekilde kaleme alınmış olsalar ve bu bağlamda ilgili hükümlerde terminolojik olarak “sermayenin” iadesinden bahsedilmiş olsa da; yasağın kapsamının belirlenmesi hususunda söz konusu hukuk sistemlerinde farklı yaklaşımların benimsendiği görülmektedir. Alman hukukunda sermayenin pay sahiplerine iadesini yasaklayan § 57/1 AktG hükmü, şirketin “tüm malvarlığını” kapsayacak şekilde geniş yorumlanmakta ve şirket malvarlığından pay sahiplerine yapılan açık ya da örtülü aktarımların tümü § 57 AktG kapsamında değerlendirilmektedir (“Prinzip der Vermögensbindung”). Hükmün bu şekilde geniş yorumlanmasının temel sebebi, Alman hukukunda şirket ile pay sahibi arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen ve sermayeyi aşan kısımdan yapılan örtülü malvarlığı aktarımını konu edinen özel bir düzenlemenin bulunmayışıdır. İsviçre hukukunda ise düalist bir sistem öngörülmüş olup; şirket malvarlığının sermayeye (/bağlı malvarlığına) karşılık gelen kısmı sermayenin iadesini yasaklayan OR Art. 680/2 düzenlemesi kapsamında, sermayeyi aşan malvarlığından yapılan örtülü aktarımlar ise OR Art. 678/2 hükmü kapsamında korunmaktadır. Nitekim İsviçre hukukunda sermayenin iadesi yasağı dışında pay sahiplerine örtülü malvarlığı aktarımını konu edinen özel bir düzenlemenin (OR Art. 678/2) bulunması, sermayenin iadesi yasağının (OR Art. 680/2) -Alman hukukundan farklı olarak- tüm malvarlığını kapsayacak şekilde geniş yorumlanması ihtiyacını ortadan kaldırmıştır. Türk hukukunda ise tıpkı Alman hukukunda olduğu üzere yalnızca sermayenin iadesini yasaklayan TTK m. 480/3 hükmü düzenlenmiş olup, İsviçre hukukundan farklı olarak pay sahiplerine yapılan örtülü malvarlığı aktarımlarını karşılayan OR Art. 678/2 benzeri bir düzenleme yapılmamamıştır. TTK m. 358 hükmü, 6335 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki hali ile yürürlüğe girmiş olsaydı (ya da ihdas ediliş amacına uygun bir şekilde değişikliğe uğratılmış olsaydı), örtülü aktarımların engellenmesi bakımından OR Art. 678/2’ye denk bir fonksiyon icra edecek ve İsviçre’deki düalist sisteme benzer bir şekilde TTK m. 480/3’ün yalnızca sermayeyi (/bağlı malvarlığını) kapsar şekilde dar yorumlanmasında bir sakınca bulunmayacaktı. Ancak ne var ki TTK m. 358, 6335 sayılı Kanun sonrasında bütünüyle başka bir düzenleme haline gelmiş ve örtülü aktarımların engellenmesi noktasında tamamen işlevsiz kalmıştır. Dolayısıyla, Türk anonim şirketler hukukunda pay sahibine yapılan örtülü aktarımların engellenmesi açısından TTK m. 480/3’ün yalnızca sermayeyi (/bağlı malvarlığını) değil, -Alman hukukunda olduğu üzere- malvarlığından yapılan tüm aktarımları kapsar şekilde geniş yorumlanması gerekmektedir.

The prohibition on repayment of capital is regulated under special provisions in German, Swiss and Turkish law (§ 57/1 AktG; OR Art. 680/2; TCC Art. 480/3). This prohibition has been stated in the relevant article of each legal system in such a way that the “capital” cannot be returned to the shareholder or demanded by the shareholder. Although the relevant provisions are formally written almost identically and they speak of “capital”, different approaches have been taken in the above-mentioned legal systems to determine the scope of that prohibition. Under German law, the provision of § 57/1 AktG, which prohibits the return of capital to the shareholders, is generally interpreted as referring to the entire assets of the company, and all open and hidden transfers of company assets to shareholders take place within the framework of § 57 AktG. The main reason for the broad interpretation of this provision is that there is no special regulation in German law that regulates hidden transfers of assets to shareholders. However, Swiss law is based on a dualistic system. According to Swiss law, the part of the company's assets corresponding to the capital is protected by OR Art. 680/2, which prohibits the return of capital, while the assets that exceed the capital are protected under OR Art. 678/2. The existence of a special regulation (OR Art. 678/2), which deals with the hidden transfer of assets to shareholders under Swiss law, eliminates the need for a comprehensive interpretation of the prohibition of capital repayment (OR Art. 680/2) - unlike in Germany. In Turkish law, as in German law, there is the provision TCC Art. 480/3 which only prohibits the return of capital, and unlike Swiss law, there is no provision similar to OR Art. 678/2 which regulates the covert transfer of assets to shareholders. If TCC Art. 358 had come into force, as it did before it was amended by Law No. 6335 or had been changed according to its purpose, it would have fulfilled a function equivalent to OR Art. 678/2 in terms of preventing hidden transfers of assets. Then TCC Art. 480/3 could be interpreted narrowly, like in Swiss law. TCC Art. 358, however, has changed to a completely different regulation after the amendment by Act No. 6335 and has completely lost its function of preventing hidden transmissions. In order to prevent hidden transfers to the shareholder in the Turkish Stock Corporation Act, TCC Art. 480/3 should therefore be interpreted in such a way that it covers not only the capital but also all transfers of assets - as in German law.