Akkiprik M. (Yürütücü), Yumuk P. F., Uğurlu M. Ü., Erzik C.
TÜBİTAK Projesi, 2015 - 2018
Amaç: Sirkülasyonda dolaşan tümör
hücreleri (CTC) ve nükleik asitlerin moleküler analizleri gerek non invaziv bir
yaklaşım olması ve gerekse tümör karakteristiğini yansıtarak hastalığın klinik
seyrinin ön görülebilmesini sağlaması açısından büyük bir değer taşımaktadır. Bu
çalışmanın amacı, neoadjuvan kemoterapi alan meme kanserli hastalardan tedavi
öncesi ve sonrası periferal kan örnekleri alınarak, sirküle tümör hücrelerinin
moleküler karakterizasyonunu yapmak, plasma mikro RNA profillerini çıkarmak ve
tedaviye verilen yanıt ile ilişkisini ortaya koymaktır.
Gereç-Yöntem: Çalışmaya 36 neoadjuvan
kemoterapi alan meme kanserli hasta dahil edilmiş ve hastalardan tedavi öncesi
ve sonrası 10 ml kan örnekleri alınmıştır. CTC izolasyonu, tanımlanması ve
moleküler analizlerinde immuno-magnetik temelli AdnaTest kitleri kullanılmış,
meme kanseri (GA733-2, Muc-1 ve Her-2, Aktin), EMT (PI3Kα, Akt-2, TWIST1) ve
kök hücre (ALDH1) markerları incelenmiştir. CTC pozitifliği olan seçilmiş
hastalardan yeni nesil dizileme ile mikro RNA profilleri çıkarılmış, CTC
pozitifliği ile paralel giden mikro RNA’lar belirlenmiş, sonrasında bunların
validasyonu real-time qPCR yaklaşımı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma
sonuçlarına uygun istatistiksel anlamlılık testleri kullanılmıştır.
Bulgular: Tedavi öncesi CTC pozitifliğini
%16.7, EMT marker pozitifliğini %8.3, ALDH1 pozitifliğini ise %25 olarak
bulurken, tedavi sonrası ise bu oranlar sırasıyla %18.2, %13.9 ve %9.1 olarak
tespit edilmiştir. Tedavi öncesi CTC pozitifliği ile ALDH1 pozitifliği arasında
anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0.0245).
Tedaviye tam yanıt gösteren hastaların büyük bir çoğunluğunda CTC negatifliği
dikkat çekmektedir. Plazma mikro RNA profilleme analizleri sonrasında metastaz,
invazyon ve EMT-MET dönüşümünde rol alan 3 mikro RNA’nın (mir-199a-5p, 148a-5p
ve 146b-5p) CTC pozitifliği ile parelel gittiği tespit edilmiştir.
Sonuç: Neoadjuvan kemoterapi alan meme kanseri hastalarında CTC pozitifliği, moleküler
karekterizsyonu ve mikro RNA profilleme analizleri tedaviye verilecek olan
cevabın, klinik seyrin ön görülebilmesi ve yeni tedavilerin geliştirilmesi için
hedef belirlemede çok önemli bir yaklaşım olduğu görülmektedir.