Karataş A. (Yürütücü), Karlıoğlu Kılıç N., Duman E., Sancar Ü. S., Yılmaz Dağdeviren R.
TÜBİTAK Projesi, 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, 2025 - 2026
Küresel iklimdeki değişime bağlı olarak gezegenin toplam buzul varlığının %90’ına sahip olan Antarktika’nın bazı bölümlerinde örtü buzulu hızla gerileyerek kıtanın kenar kuşağındaki buzuldan arınmış sahaların genişlemesine yol açmaktadır. Türk Bilimsel Araştırma Kampı’nın yer aldığı Horseshoe Adası da bu kapsamda glasiyal süreçlerden paraglasiyal, proglasiyal ve periglasiyal süreçlere geçiş evrelerinin izlendiği koşulları yansıtan bir yapıya bürünmüş durumdadır. Yakın geçmişte meydana gelen dramatik morfojenetik süreç değişiklikleri adada söz konusu süreçlerin denetiminde ortaya çıkan ve periglasiyal saha göllerinin erken gençlik evresini yansıtan göllerin oluşumuna ortam hazırlamıştır. Bu halleriyle Horseshoe Adası gölleri siltasyon/ötrofikasyon süreçlerinin başlangıç döneminin araştırılabileceği nadir örnekler ve kusursuz laboratuvarlar olarak değerlendirilmektedir. Adadaki göller üzerinden periglasiyal bölgelerdeki göllerin ilksel koşullarını anlayıp tanımlamak ve bu koşulları daha uzun bir geçmişe sahip, görece olgun veya yaşlı periglasiyal göllerle kıyaslamak mümkündür. Periglasiyal göllerin paleocoğrafik, hidrolojik, hidrografik, sedimantolojik ve limnolojik evriminin anlaşılarak işleyen süreçler ve zamansal değişim bazlı analizlerinin yapılması bu yolla gerçekleştirilebilecektir. Özellikle yüksek enlemlerdeki ülkelerde ve Türkiye gibi yüksek irtifalar barındıran orta kuşak ülkelerinde sıklıkla rastlanan olgun/yaşlı periglasiyal bölge göllerinin bugünkü koşullarına nasıl eriştiklerinin ve ilerleyen süreçte nasıl bir değişime maruz kalacaklarının anlaşılması da yine bu kapsamdaki araştırmalarla sağlanabilecektir. Paleoçevresel değişikliklere dair uzun vadeli ve detaylı kayıtlar barındıran göl sedimentleri sayesinde paleolimnolojik tekniklerle uzun döneme sâri değişimin rekonstrüksiyonu yapılabilmektedir. Bu çalışma da fiziki ortama dair güncel ve işleyen süreçleri ortaya koyarak başlayıp sediment, radyokarbon, kararlı izotop, jeokimya ve mikrofosil analizleriyle derinleşen bir bilimsel metodoloji çerçevesinde iki farklı evredeki periglasiyal gölleri incelemeyi hedeflemektedir. Elde edilen bulgular sayesinde karşılıklı geri beslemeye dayalı analizler gerçekleştirilerek her iki bölgedeki göller için de geçmiş ve gelecekle ilgili belirsizlikler giderilmeye çalışılacaktır. Birçoğu önemli turizm destinasyonları, doğal güzellikler, tatlı su tedarikçileri ve endemik tür sığınakları durumunda olan; koruma statüsü almış ya da almaya aday periglasiyal bölge göllerinin geleceği açısından böylesi çalışmaların çoğalmasına ve mevcut veri tabanının güçlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır.