Yalçınkaya A. (Yürütücü)
TÜBİTAK Projesi, 2015 - 2015
2015 yılı, 1915 Tehcir Kararnamesi?nin 100. yıldönümü olması nedeniyle Ermeni diyasporasının Türkiye?ye
karsı uluslararası kuruluslar veya tek tek devletler nezdinde yogun faaliyetleri sözkonusudur. Tehcirden yarım
asır sonra baslayan bazı girisimler ve ASALA örgütü aracılıgıyla terör faaliyetleri sonucu birçok Türk
diplomatik görevliler öldürülmüs bu süreçte sözkonusu iddialar dünyaya duyurulmustur. 1980lerden itibaren
ASALA üzerinden terör faaliyetleri sona ermis ancak diplomatik saldırılar baslamıstır. Soykırım iddialarının
birçok devlet tarafından tanınması saglanmıs ve Türkiye prestij kaybına ugratılmıstır.
Evrensel Ceza Hukukunda kisinin mahkeme kararı olmadan suçlanamayacagı ilkesi bulunmaktadır. Özellikle
yüz kızartıcı suçlar sözkonusu oldugunda suçsuzlugun asıl oldugu ilkesi yanında aleyhteki delillere
bakılmadan yargılama sürecinde sanık olma vasfı esastır. Aksi yöndeki iddialar iftira kabilinden olup
müfterinin suçlulugu kabul edilmis bununla ilgili cezai hükümler vaz edilmistir. Türk Ceza Kanunu gibi birçok
ülkenin ceza yasalarında da bu dogrultuda düzenlemeler mevcuttur.
Ermeni iddialarına gelince, soykırım yapıldıgının sabit olmadıgı birçok mahkeme kararıyla tespit edilmesine
ragmen Türkiye'yi suçlayanlar, bu yönde ulusal ve uluslararası faaliyette bulunanlar birçok ülke açısından
ulusal ve evrensel Ceza Hukuku ilkeleri açısından suç islemektedirler. Bununla birlikte ülkelerin ceza
hukuklarında yer alan iftira ve müfterilik ile bunun cezalandırılması konusunda dogal olarak Uluslararası
Hukuk alanında devletlerin mutabık kaldıkları ayrıntılı bir düzenleme yoktur.
Soykırım suçunun insanlık açısından önemi dikkate alınarak Ermenistan ve Ermeni kuruluslarının Türkiye
aleyhindeki hukuka aykırı faaliyetlerinin Uluslararası Hukuk-Ceza Hukuku çerçevesinde düzenleme konusu
yapılması gerekmektedir. Bu alanda son derece önemli bir magdur olarak Türkiye açısından, öncelikle
soykırım iftiralarına karsı sözkonusu düzenleme yolunda neler yapabileceginin tartısılması son derece
önemlidir. Bu maksatla Uluslararası Iliskiler, Ceza Hukuku ve Uluslararası Hukuk uzmanlarının katılacagı
çalıstayda, genel olarak mahkeme kararı olmadan bir ülkenin soykırım ile suçlanmasının Uluslararası Hukuk
açısından suç kabul edilmesi ile cezai müeyyideler tartısılacaktır.
Bunun yanında aksine mahkeme kararlarına karsı Ermenistan ve Ermeni diyasporası ile buna destek veren
ülkelerin Ceza Hukuku ilkeleri açısından isledikleri suçun tespiti ile bunlara karsı yapılabilecekler ele
alınacaktır.
Konuyu belirtilen yönde ele alan çalısma veya uzman bulunmadıgından, Uluslararası Iliskiler ve Hukuk
uzmanlarının aynı masa etrafında toplanarak konuyu ele almaları sonucu soykırım iddialarına karsı yeni bir
bakıs açısı ile inceleme ve arastırma alanının olusturulması amaçlanmaktadır.