Küresel Deniz Seviyesindeki Yükselmeye İlişkin Eylem Planı Önerisi ve İdeal Uyum Yönetişim Modeli: İstanbul Örneği


Gürsoy Haksevenler B. H., Örnekçi A. N., Tahralı G., Sorhun E., Şenik B.

TÜBİTAK Projesi, 3005 - Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Yenilikçi Çözümler Araştırma Projeleri Destek Programı, 2025 - 2027

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Destek Programı: 3005 - Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Yenilikçi Çözümler Araştırma Projeleri Destek Programı
  • Başlama Tarihi: Haziran 2025
  • Bitiş Tarihi: Haziran 2027

Proje Özeti

İklim değişikliğinin en önemli etkilerinden biri, küresel ısınma sonucu ortaya çıkan küresel deniz seviyesindeki artıştır. Bu durum, alçak bölgeleri tamamen sular altında bırakıp, diğer kıyı bölgelerini ise taşkınlara karşı savunmasız hale getirirken ekosistemi ve yerleşimleri tehdit etmektedir. Deniz seviyesindeki yükselme hızı daha önce görülmemiş bir biçimde artmaya devam ederken, bu durumun sonuçları ile ilgili acil olarak eyleme geçilmesi gerektiği hususu gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Antarktika ve Grönland’da çökmesi beklenen buzulların ani bir biçimde küresel deniz seviyesini yükseltme riski mevcuttur. Bu proje ile iklim değişikliği gibi çok disiplinli bir konu olan deniz seviyesinin yükselmesi ve bu yükselmeye uyumun çoklu paydaş zemininde değerlendirilmesi ve yeni bir yönetişim modeli geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte modelin geliştirilebilmesi ve gerekli eylemlerin planlanmasını yönlendirecek disiplinler arası, özgün, bilimsel ve ulusal bilgi setinin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kıyılar, su seviyesindeki yükselme dikkate alındığında, gün geçtikçe daha önemli ve kritik hale gelmektedir. Kıyı bölgeleri nüfusunun ulusal nüfusa oranla daha hızlı artması, ekonomik değeri, gelişmişlik düzeyi gibi faktörler nedeniyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Kıyısı olan ülkelerin büyük çoğunluğu başkentlerini kıyı şehirlerinden seçerken, yine mega kentlerin büyük oranda kıyı şehri olması bu alanların risk ve hassasiyet seviyelerini arttırmaktadır. Bu bağlamda Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili ve önemli kıyı şehirlerine sahip bir ülke olarak küresel deniz seviyesi ile mücadelede kritik bir araştırma konusu olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle de Türkiye’nin kıyı şehirlerinden mega kent olan İstanbul, taşıdığı sosyal ve ekonomik riskler nedeniyle uyum çalışmaları bakımından incelenmesi gereken çok önemli bir bölgedir. İstanbul’un deniz seviyesindeki artış, deprem, işsizlik, yoğun nüfus, çarpık kentleşme, kıyı alanlarında dolgu çalışmaları, büyük altyapı yatırımları, sanayi, göç ve kıyı uzunluğunun Türkiye ortalamasının üzerinde olması yüksek hasar görebilirliğinin nedenleri olarak ifade edilmektedir. Yüksek hasar görebilirlik riskine rağmen akademik veya diğer bağlamlarda küresel deniz seviyesinin yükselmesine ilişkin bir eylem planı çalışması, önerisi veya uyum yönetişimine dair bir modele rastlanmamıştır. IPCC (Hükûmetler arası İklim Değişikliği Paneli) raporları farklı ısınma senaryolarına göre farklı yükselme tahminleri yapmaktadır. Bu tahminlere göre; İstanbul’da kentsel, ticari, endüstriyel ve doğal alanların yanı sıra Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Küçüksu Kasrı, Şemsi Paşa ve Ortaköy cami gibi kültürel miras olarak kabul edilen alanların da risk altında olduğunu belirtmektedir. Bu proje ile İstanbul’u bekleyen ve bahsedilen risk ve krizlere yönelik olarak, ulaşım, altyapı, konutlar, kamu kurumları, eğitim kurumları, işletmeler ve kentin sahip olduğu tarihi kültürel miras başlıkları çerçevesinde hasargörebilirlik ve maliyet analizi yapılarak küresel deniz seviyesindeki yükselmeye ilişkin eylem planı önerisi ile yeni bir uyum yönetişim modeli sunulacaktır. Küresel deniz seviyesindeki yükselmeye uyum, kamusal bir sorundur ve kamusal sorunların çözüm süreçleri çok aktörlü ve karmaşıktır. Bilinen ve uygulanan iş birliği süreçlerinden daha farklı bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Daha fazla aktif katılım, daha fazla etkileşim ve birlikte hareket etmeyi ve daha hızlı karar almayı gerektirmektedir. İstanbul’un kıyıları için riske yönelik çözüm ve uyum paydaşlarının kimler olacağı, mevcut mali durum, kıyıda yaşayan nüfus, sahip olunan iklim, coğrafi konum SWOT analizi yapılarak değerlendirilecektir. Bu yerel özellikler dikkate alınarak oluşturulan modelin Türkiye’nin diğer kıyı illeri için de örnek oluşturması ve kıyı güvenliği için çok ciddi katkı sağlaması beklenmektedir. Proje kapsamında hem İstanbul’un yüksek hasar görebilirliğinin doğrulanması sağlanacak hem de uyum sürecinin hemen başlamasının potansiyel faydalarının gösterilmesi mümkün olacaktır.