Üç Boyutlu Mikroiğne ile Burundan Beyne İlaç Salımı: Migren Tedavisine Yeni Bir Yaklaşım


Atukeren E. Z.(Yürütücü), Ulağ S., Ünal Yıldırım S.

TÜBİTAK Projesi, 2025 - 2026

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Şubat 2025
  • Bitiş Tarihi: Şubat 2026

Proje Özeti

Migren, sinir sinyallerini geçici olarak etkileyen anormal beyin aktivitesi ve kan damarlarının daralması sonucu başın bir tarafında zonklayan şiddetli bir ağrı ile ortaya çıkan baş ağrısı tipidir. Migren atağının belirtileri arasında ışığa, sese ve kokulara karşı artan hassasiyet, mide bulantısı, kusma, tek gözde görme kaybı, konuşma güçlüğü ve başın bir tarafında baskın olan yoğun ağrı vardır. Kadınların yaklaşık  ' sinin, erkeklerin ise %8' inin migren hastası olduğu bilinmektedir. Toplumun geniş bir kesimini etkileyen ve iş gücü kaybına sebep olan migren, bireyin sosyal aktivitelerini ve iş hayatını kısıtlamasının yanı sıra ilaç tüketimini arttırma gibi sağlık harcamalarıyla ekonomik zararlara neden olmaktadır. Migren tedavisi için oral, sistemik ve intranazal yol gibi çeşitli ilaç kullanım yolları araştırılmaktadır. Bu mevcut kullanım yolları arasında, intranazal yol ile ilaç kullanımı, ilacın hızlı ve doğru hedefe salınımı için önemli ölçüde avantajlıdır. Burundan beyne ilaç salınımı, beyindeki ilaç salınımını iyileştirdiği ve beyin hastalıklarının tedavisini geliştirdiği kanıtlanmış bir stratejidir. İntranazal uygulama yoluyla, ilaç iki yolla beyne emilir; biri solunum epitel hücreleri yoluyla sistemik dolaşıma girer ve daha sonra kan-beyin bariyerini (BBB) beyne geçer; diğeri ise BBB' yi trigeminal sinir yolu veya koku alma epiteli yoluyla atlayarak doğrudan merkezi sinir sistemine göndermektedir. İntranazal uygulama hızlı ilaç emilimine sahiptir ve oral uygulamanın ilk geçiş etkisini ortadan kaldırımaktadır. Enjeksiyon yolu ile karşılaştırıldığında hastaların uyumu daha iyi olup, otonom olarak uygulanabilmektedir. Lipozomlar, mikroemülsiyonlar, nanopartiküller ve yerinde jeller gibi yeni ilaç dağıtım sistemlerinin, ilaçların intranazal salınımını arttırdığı rapor edilmiştir. Ek olarak spesifik ligandla modifiye edilmiş nanopartiküllerin yanı sıra nötrofil türevli nanotaşıyıcıların beyne ilaç salınımını arttırdığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, bu pasif uygulama modları, burundan beyne ilaç iletimi sırasında nazal siliaların hızlı temizlenmesi ve nazal mukozanın bariyer fonksiyonu nedeniyle zorlanmaktadır. İntranazal uygulamaların olası dezavantajları nedeniyle, ilaç emilimini arttırmak üzere çeşitli yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç ile tercih edilen mikroiğne, fizyolojik engelleri minimal invazif bir şekilde yok ederek hassas ilaç dağıtımını sağlayan aktif bir ilaç dağıtım cihazıdır. Mikroiğneler başlangıçta transdermal ilaç dağıtımı için kullanılmıştır ve son yıllarda göz ve ağız boşluğu gibi mukozal uygulamaların yanı sıra kalp ve katı tümörler dahil organ ve dokulara ilaç dağıtımını da içerecek şekilde genişletilmiştir. Transdermal geçiş için stratum korneum bariyerine benzer şekilde, burun mukozası, ilacın burundan emilmesinin ana engelidir, bu nedenle, ilaçların beyne dağıtımını iyileştirmek için nazal siliyer temizliğin ve nazal mukozal bariyerlerin üstesinden gelmek için aktif intranazal uygulama için mikroiğnelerin kullanımı öngörülmektedir. Önerilen tez çalışmasının temel uygulaması; ilaç salımında kullanılmak amacıyla, dijital ışık işleme (DLP) yöntemi kullanılarak ilaç yüklü GelMA tabanlı mikroiğnelerin üretilmesidir. Bu amaç doğrultusunda ilaç yüklü GelMA mikroiğneler DLP yöntemi ile üretilecektir. Daha sonra mikroiğnelerin özelliklerinin belirlenmesi amacıyla mekanik, morfolojik, biyolojik ve ilaç salım karakterizasyonları gerçekleştirilecektir.