Su Sporcularında IL-6 rs1800795 Polimorfizminin Ağız ve Diş Sağlığına Etkisinin Değerlendirilmesi


Yazır A.(Yürütücü), Yılmaz Atalı P., Kondoz S., Tacal Aslan B., Ulucan K.

TÜBİTAK Projesi, 2023 - 2024

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Ekim 2023
  • Bitiş Tarihi: Ekim 2024

Proje Özeti

Diş çürüğü, popülasyonun ciddi bir çoğunluğunu etkileyen ve Dünya’da en yaygın görülen hastalıklardan biridir. 

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre 3,58 milyar kişi ağız ve diş hastalığından muzdarip olmakla birlikte, yaklaşık olarak 2 milyar yetişkin ve 514 milyon çocukta diş çürüğü görülmektedir. Diş çürüğü prevelansının Dünya genelindeki dağılımı uzun yıllardır homojen seyretmemektedir. Koruyucu diş hekimliğine önem veren ve bu yönde halk sağlığı stratejileri uygulayan gelişmiş ülkeler Dünya nüfusundaki diş çürüğü görülme sıklığını aşağı çekerken; sosyoekonomik seviyenin düşük, ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimin kısıtlı olduğu, koruyucu diş hekimliği uygulamalarının benimsenmediği gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde diş çürüğü görülme sıklığı yüksek olmaktadır. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de de halk, ağız ve diş sağlığı bakımından yeterli bilinç ve imkana sahip değildir. Türk Diş Hekimleri Birliğinin verilerine göre, gelişmiş ülkelerde ortalama diş hekimine gitme sıklığı yılda 5 iken, bu sayı Türkiye’de yılda 0,9’dur. Diş çürüğü görülme sıklıkları ise 6 yaş grubunda %83, 12-13 yaş grubunda %81-84,  30-34 yaş grubunda %97, 35-44 yaş grubunda %70’in üzerinde olmakla birlikte kırsal kesimlerde %95 ve üzerine çıkabilmektedir. 20-24 yaş aralığında kişi başına düşen ortalama çürük diş sayısı 5.48, 24-29 yaş aralığında 7’dir. (https://www.tdb.org.tr

 

Diş çürüğünün birçok faktörün etkisiyle gelişen bir patoloji olduğu bilinmekle birlikte lezyon oluşumunun temel mekanizması diş sert dokularının remineralizasyon-demineralizasyon dengesinin bozulmasına dayanır. Diş çürüğünün risk faktörleri en geniş kapsamıyla çevresel ve konak kaynaklı faktörler olarak sınıflandırılır. Yüksek miktarda şeker tüketimi, yetersiz oral hijyen ve dental biyofilmde bulunan karyojenik bakteriler diş çürüğü riskini arttıran başlıca çevresel faktörler olup, kişinin yaşam stiline bağlı ve değiştirilebilir faktörlerdir. Diş çürüğü oluşumunu etkileyen başlıca konak faktörleri ise tükürük akış hızı, tükürük pH’sı (kritik pH: mine=5.5, dentin=6.2-6.4), diş yapısı (dişin mineralizayonu, morfolojisi vs.) ve diyabet, Sjögren sendromu, AIDS gibi ağız ortamını etkileyen başlıca sistemik hastalıkların varlığıdır. Konak faktörlerini kişinin genetiği belirlediğinden bu faktörlerin değiştirilmesi, ortadan kaldırılması günümüzde mümkün değildir. Dolayısıyla, diş çürüğü ve genetik arasındaki ilişki gittikçe önem kazanmaktadır.