Gürbüz B., Sesal N. C., Baysal F.(Yürütücü)
TÜBİTAK Projesi, 2024 - 2025
Antimikrobiyal ilaçların kesfi, Alexander Fleming’in 1928 yılında kesfettigi penisilin ile baslamıstır. Alexander Fleming bu kesfi ile 1945 yılında Nobel ödülü almaya hak kazanırken bakterilerin bu maddelere belirli süre maruz kalma yolu ile direnç kazanabilecegini söylemistir. Antibiyotikler ile geçirdigimiz ilk yüzyılın sonlarına yaklasırken Fleming tarafından ön görülen antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalarla karsı karsıyayız. Birçok cerrahi prosedürün ve immünosüpresif tedavinin sonuçları antibiyotik profilaksisine ve enfektif komplikasyonları tedavi etme yetenegine baglı oldugu için antibiyotik direnci, patojenlerin neden oldugu birincil enfeksiyonların yanı sıra bugün sahip oldugumuz saglık hizmetlerinin bir çogunu tehdit etmekte. DSÖ, bu sorunla basa çıkmak için 2015 yılında Küresel Antimikrobiyal Direnç ve Kullanım Gözetim Sistemi’ni (GLASS) baslatırken bilim insanları ise antibiyotiklere alternatif olusturabilecek yeni moleküller arayısına çıktılar. Bu baglamda, bitkilerin sekonder metobolitlerinden olan esansiyel yaglar antimikrobiyal aktivite açısından taranmaya baslandı. Keskin kokulu ve yagımsı sıvılar olarak tanımlanan bu dogal ürünler, Ortaçag’dan beri tıp ve kozmetik alanında genis oranda kullanım alanı bulmaktadır. In vitro ve in vivo hayvan çalısmalarında esansiyel yagların antimikrobiyal etkinliginin varlıgı kanıtlanırken biz projemizde farmasötik endüstride umut vaat eden esansiyel yaglardan biri olan Cuminum cyminum esansiyel yagını arastırmaya karar verdik. Idrar yolu enfeksiyonu etkenleri olan Proteus mirabilis ATCC 14153, Klebsiella pneumoniae ATCC 700603, Enterococcus faecalis ATCC 29212, Escherichia coli ATCC 25922, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853 bakteri suslarına karsı üç farklı ticari kaynaktan elde ettigimiz uçucu yagların antibakteriyel etkilerini belirlemeyi planladık. Uçucu yag örneklerinin, bes farklı standart bakteri susuna karsı antibakteriyel etkilerini belirlemek için ‘Clinical&Laborotory standarts Instıtue’ CLSI tarafından önerilen agar dilüsyon yöntemi ve uçucu yagların yarı yarıya seri sulandırımlarıyla hazırlanan Tryptic Soy Agar (TSA) kullanılacaktır. Bakteri inokülasyonu için, bakteri süspansiyonları dilüe edildikten sonra içinde uçucu yag bulunan agar plaklarına pasajlanacaktır. Tüm petrilerin inkübe edilmesinin ardından üremenin inhibe edildigi en düsük uçucu yag konsantrasyonu (Minimal Inhibitör Konsantrasyonu) MIK degeri bulunacak ve farmasötik endüstri için etkin konsantrasyonlar tanımlanacaktır. Projemiz uçucu yagların antibakteriyel etkilerini belirlemeyi amaçlayan, IYE etkenleri üzerine odaklanmıs özgün bir çalısmayı temsil ediyor. Bu çalısmada üç farklı ticari kaynaktan elde edilmis uçucu yag örnekleri kullanılarak karsılastırmalı sonuçlar sunmak ve literatüre katkı saglamak amaçlanıyor. Arastırmamız sonucunda elde etmeyi planladıgımız olumlu verilere dayanarak IYE tedavisi ve profilaksisinde kullanılmak üzere yeni farmasötik ürünler önermek ve gelistirilmesine öncülük etmek planlanıyor. Saglık sanayisine IYE tedavisinde antibakteriyel ajan olarak kullanılabilecek oral alıma uygun solüsyonlar, uçucu yag içeren yumusak kapsüller gibi ürünler, ayrıca haricen kullanılabilen damla formülasyonları gibi inovatif ürün
önerileri ile katkı saglayabilecegimiz düsüncesindeyiz. Ayrıca Elde edecegimiz sonuçları dergilerde yayınlanmasını ve kongrelerde sunulmasını amaçlıyoruz.