Miyelodisplazili çocuklarda botulinum nörotoksin-a ile nörojenik detrusor aşırı aktivite tedavisinde idrarda NGF, TGF BETA-1, TIMP-2 düzeylerinin ürodinamik bulgular ile ilişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Tuncay Top

Danışman: TUFAN TARCAN

Özet:

Amaç Daha önce Anabilim Dalı’mızda yapılan bir çalışmada literatürde ilk kez miyelodisplazili hastalarda DMSA sintigrafisinde skarı olan ve DKAB değeri 40 cm H2O’ nun üstünde olanlarda, DMSA sintigrafisinde skarı olmayan ve DKAB değeri 40 cm H2O’ nun altında olanlara göre idrarda NGF, TGF Beta 1, TIMP-2 düzeylerinin istatistiksel olarak yüksek olduğu saptandı [1]. Bu çalışmada özellikle miyelodisplazili NDAA sı bulunan çocuklarda intradetrusor BoNTA tedavisinin idrarda NGF, TGF Beta 1, TIMP-2 düzeyleri üzerine nasıl bir etki yaptığını, etkinin kalıcı olup olmadığını, bu etkinin tedavi ve izlemde ne gibi bir önemi olabileceğinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem Bu prospektif tek kol kohort çalışmasına, kliniğimizde miyelodisplaziliye sekonder nörojenik detrusor aşırı aktivitesi nedeniyle BoNTA enjeksiyonu uygulama kararı alınan 15 çocuk dahil edildi. Bu hastaların idrarları intradetrusor BoNTA enjeksiyonu öncesi, postoperatif 1. ay ve postoperatif 3. ayda idrar kültürleri steril olan dönemde çalışma için toplandı. Toplanan idrar örnekleri 3000 rpm’ de 10 dakika santrifuj edildikten sonra - 80 derecede dondurularak saklandı. İdrar NGF, TGF-â1 ve TIMP-2 düzeyleri ticari kit kullanılarak (RayBiotech Inc., ABD) ELISA yöntemiyle çalışıldı. Çocukların ürodinamik çalışma parametreleri, üriner sistem USG’ si ve DMSA sintigrafisi bulguları BoNTA öncesi ve sonrası değerlendirildi. Eş zamanlı olarak idrar örneklerinde NGF, TGF Beta 1 ve TIMP-2 düzeyi araştırıldı. BoNTA tedavisinin etkileri bu parametreler eşliğinde değerlendirildi. Bulgular Çalışmaya alınan 5 (% 33) erkek, 10 (% 66) kız toplam 15 hastanın yaş ortalaması 7,1 ± 2,5 idi. (min:2,5-max:11). 15 olgunun da tanısı miyelomeningoseldi. Lezyon düzeyi 13 çocukta lomber, 1 çocukta sakral, 1 çocukta lumbosakral idi. Üriner TGF Beta 1 ve NGF düzeyleri BoNTA tedavisi sonrası tedavi öncesine göre anlamlı olarak (p < 0,05) düşük bulundu. TIMP-2 düzeyleri ise tedavi öncesine göre düşük olmakla birlikte bu düşüş istatistiksel olarak anlamsızdı (Tablo-1). Hastaların ürodinamik çalışma bulgularında BoNTA tedavisi sonrası istatistiksel olarak anlamlı iyileşme kaydedildi ( Sonuç Miyelodisplaziye bağlı nörojenik mesane işlev bozukluğu tanısı alan hastalar KBY süreci açısından yakın ve hayat boyu izlem gerektirdiğinden bu hastalara yapılan DMSA ve ürodinamik çalışmalar gibi tetkikler hem pahalı hem de invazif yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmamıza konu olan belirteçler, miyelodisplazili hastaların invazif ve pahalı birçok tetkiğe gerek kalmadan sadece bir idrar incelemesi ile izleminin yapılmasına olanak sağlayacaktır. Aynı zamanda bu belirteçler tedavi etkinliğinine karar vermede de önemli bir yer tutacak gibi gözükmektedir. Bu çalışmada, idrar NGF, TGF Beta 1 ve TIMP-2 düzeyleri, NDAA tedavisi amacıyla yapılan intradetrusor BoNTA sonrası ürodinamik iyileşme ile de uyumlu bulundu. Bu belirteçlerle yapılacak idrar analizleri ile hem üst üriner sistem hasarının ve riskli ürodinamik çalışma bulgularının hem de BoNTA tedavisinin ürodinamik sonuçlarının öngörülmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Bu belirteçlerin analizi rutin yapılan ürodinamik çalışma ve DMSA sintigrafisi gibi invazif tekniklerden kaçınılması açısından ümit vericidir. Bu belirteçlerin DMSA ve ürodinamik çalışmaların yerini alıp alamayacağı açısından daha geniş hasta sayısına sahip prospektif çalışmalara gereksinim vardır. Anahtar Kelimeler : Miyelodisplazi, TGF-Beta 1, NGF, TIMP-2, nörojenik mesane, BoNTA