Eğitim felsefelerinin sosyal bilgiler programına etkileri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2002

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Gül Tuncel

Danışman: CEMİL ÖZTÜRK

Özet:

ÖNSÖZ Düşünce tarihine bakıldığında eğitim düşüncesi felsefi düşünceden hiç ayrı görülmemektedir. Her zaman birbirine paralel, bazen iç içe geliştiği fark edilmektedir. Eğitimin nasıl yapılacağı kadar, niçin yapılacağı da önemlidir. Amaçsız bir eğitim olamayacağına göre felsefesiz bir eğitim de olamaz. Eğitim felsefesi, eğitime yön veren, amaçları şekillendiren ve eğitim uygulamalarına yol gösteren bir disiplindir. Eğitim felsefesi, insanların hangi amaçlar için, nasıl yetiştirileceği konusunda rehberlik eder ve eğitime, ilişkili olduğu tüm toplumsal olgularla birlikte, bir bütünlük içinde anlam vermeye çalışır. Bütün toplumların kendine özgü felsefi yapıları ve eğitim sistemleri vardır. Her toplumun eğitim felsefesini o toplumun kültür değerleri temellendirir. Bu temelin üstüne çağın bilim kavramları ve yöntemleri oturtulur. Böylece, toplumun eğitimin felsefesi evrensel temellere dayandırılır. Günümüze kadar çeşitli felsefi akımlara dayalı eğitim kuramları geliştirilmiştir. Bunların en popüler olanları Daimicilik, Esasicilik, İlerlemecilik, Yeniden Kurmacılık ve Varoluşçuluktur. Eğitimciler bu akımlardan etkilenerek öğretmeni ya da öğrenciyi merkez alan, aktivite esasına dayanan veya konu ağırlıklı programlar geliştirmişlerdir. Kuşkusuz her felsefi akım ve düşünce sistemi kendisine uygun insan yetiştirip, eğitmek ister. Bu durumda her görüşün eğitime yüklediği amaçlar farklılaşır. Ancak günümüzün küreselleşen dünyasında artık değişik düşünce biçimleri arasındaki uçurumlar da gittikçe kapanmaya yüz tutar. Çağdaş eğitim sistemi çerçevesinde eğitilen insan, farklı görüşleri kendisine özgü bir şekilde birleştirip, bir potada eritmeyi başarır. Bu başarının temeli de eğitim felsefelerini bilmek ve bu konuda bilinçlenmek de yatar. Bu araştırmanın yapılması sırasında her türlü desteği için danışmanım Prof. Dr. Cemil Öztürk'e, rehberlik yeteneğini hiçbir zaman benden esirgemeyen hocam Yard. Doç. Dr. Dursun Dilek'e, maddi ve manevi gücüyle bana cesaret veren Yard. Doç. Dr. Hamza Akengin'e, istatistik verilerin girilmesinde ve değerlendirilmesinde benim için vaktini ve emeğini harcayan Araştıma Görevlisi Aysun Öztuna'ya, arkadaşım Müjde Şirin'e, yeğenim Emel Tuncel'e ve özellikle her zaman çok iyi niyetli duygularla yanımızda olan Hocamız Prof. Dr. Ayla Oktay'a teşekkür ve minnet duygularımı sunarım.