Korku sineması ve Türk Sineması’ ndaki yeri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2004

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Lütfiye Berberoğlu

Danışman: Serpil Kırel

Özet:

Korku, insanın zihninde doğumuyla birlikte var olan, büyüdükçe öğrendikleriyle şekillenen ve çeşitlenen bir duygudur. İnsanın birincil korkusu ölüm korkusudur. Freud'un da öne sürdüğü gibi ölüm korkusu doğumla birlikte başlamaktadır. Doğum esnasında alışık olunan yaşamdan bilinmeyene gidiş sırasında yaşanan korkunun ileride ölüm korkusunu çağrıştıracağı varsayılmaktadır. Korku filmlerinde yansıtılan iktidar sahibi yaratıklar, esasında pek çok insanın olmak istediği, ama toplumsal yaptırımlardan dolayı bastırmak zorunda kaldığı alt benlerindeki sapkın kişiliklerin birer yansıması olarak yorumlanabilir. Korku filmleri bu yasaklanmış duyguları ortaya çıkarmayı sağlayan bir araçtır. Kişi, filmin bitiminde ortaya salıverdiği bilinç altını rahatlatmış ve korku duygusunun yarattığı adrenalinle haz duygusunu da tatmış olur . Edebiyattan, sözlü kültürden ve dinden kaynağını alan korku sinemasının demir başları, Gotik tarzının özelliklerini ve Hıristiyan propagandacılığını hakkıyla sinemaya yansıtmaktadır. Aynı şeyi Türkiye için düşünecek olursak bizim bu denli korku kültürümüz ve kaynağımız bulunmamaktadır. Ne Gotik tarzına benzer bir akımımız ne de esnek, faydalanmaya izin verilecek bir dinimiz vardır. Filmleri orijinalleriyle kıyasladığımızda elimize geçen sonuç: Türk Sineması'nda yapılan uyarlamaların kendi içerisinde çeliştiği ve farklı kültürel yapılanmalardan ortaya çıktıkları için de vermek istedikleri mesajları orijinalleri kadar etkili veremediği gerçeğidir. Çünkü "Dracula" da "Şeytan" da Hıristiyan inancı ve normları üzerine kurulmuştur. Bu yüzden İslamiyet'e göre daha simgecidir ve bu simgeler üzerinden filmleri çözümlemektedir. İslamiyet ise simgeciliği günah olarak nitelendirmektedir. Bu ve bunun gibi bir çok Hıristiyan-İslam farklılıkları uyarlamalar sırasında atlanmıştır. Sonuç olarak, kültürel anlamda korku geçmişi olamayan bir milletin korku geleceğinin olmasını da beklemek zordur. Bunun olması için ancak kültürel anlamda toplumsal değişimlerin gerçekleşmesi söz konusudur. SUMMARY Fear is a feeling that occurs from birth , and gradually gets certainty and variety with their learnings when they become adult. The primary fear of people is the fear of death. Freud bring forward that fear of death starts with birth. It is supposed that , the path of the life that we know to the unknown during birth will invite each other to the fear of death. It can be said that the powerful monsters in horror films reflect the astray charachteristics of people's deep mind who have to extinguish their charachter because of the social sanction. Horror films are instruments to expose this forbidden feelings. These people would satisfy their subconscious at the film's end and have a big pleasure because of the adrenalin secretion which is appeared from fear. The corner stones of the horror films which are effected by the literature , oral culture and religion , shows the speciality of gothic style and Christian propoganda . Let Turkey as an example :We do not have this kind of culture and resource for fear. Neighter we have a movement like gothic style nor we have flexible , understanding religion to use in horror films. If we compare the Turkish adaptation and the original films we can see that Turkish adaptations are in contradictions in theirselves and because of they are occured in different cultural norms they are not able to give the right message as the original ones can do. Both "The Dracula" and "The Exorsitst" are built in Christian norms and believes. that's why they are more symbolized and films can be analyzed with this symbols. But Islamism describes symbolism as a sin. This kind of Christian-Muslim differences and more are skipped during Turkish adaptions of the films. As a result , it is diffucult to expect that a society without a cultural fear history in would have it in the future. Only if this can be happened by cultural metamorphosis in society.