Türk sermaye piyasalarının uluslararası piyasalarla bütünleşmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2002

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MURAT METİN

Danışman: NURDAN ASLAN

Özet:

1960'lı yıllara kadar dünya finansal sistemi, ulusal kanunlar ve düzenlemelerin etkili olduğu, faiz oranlarının serbest olarak belirlenmediği, kapalı kambiyo rejimlerinin hakim olduğu, ticari serbestleşmenin tam olarak uygulanamadığı, yarı izole ulusal finansal piyasalardan oluşmaktaydı. Bugün ise, dünyadaki finans piyasaları arasında temelleri 1960'lı yıllara dayanan bir entegrasyon süreci yaşanmaktadır. Teorik olarak entegrasyon, ilgili piyasalarda ürün ve faktör fiyatlarının eşitlenmesi ve böylece tek fiyat kanununun işlemesidir. Buna göre bütün piyasalardaki ürünlerin ve hizmetlerin fiyatları bilinirse sonunda aynı kategorideki ürünlerin ve hizmetlerin fiyatları eşitlenecektir (taşıma ücretleri hariç). Dünya ekonomisinin büyümesindeki yavaşlama ile sermayenin yeni yatırım alanları araması, finans piyasalarındaki globalleşmeyi hızlandırıcı uygulamaları beraberinde getirmiştir. Globalleşme, dünyadaki ekonomik unsurların tam bir serbesti ile ulusal boyutta değil, dünya boyutunda belirlenmesidir. Globalleşmeyle birlikte, bir ülkede alınan ekonomik kararlar, sınırlar ötesi anlamlar ifade etmeye başlamışlardır. İkinci dünya savaşı sonrasında, Bretton Woods ile birlikte ulusal para politikaları üzerindeki sınırlamalar kaldırılmaya başlanmış ve büyük ölçüde herhangi bir sınırlandırma olmayan, uluslararası bir finansal yapı oluşturulması yoluna gidilmiştir. Bu sistem, piyasanın gereklerini karşılayamaz hale gelince, "ayarlanabilir sabit kur sisteminden" serbest kur sistemine geçilmiştir. Bu tarihten sonra, belli başlı döviz cinslerinin dalgalanmaya bırakılması ile sınır ötesi para hareketleri artmaya başlamıştır. Uluslararası para sistemi, ülkelerin birbirleriyle olan sermaye ve ticaret hareketlerini düzenlemekte, uluslararası parasal düzen de bu sistemin yasal çerçevesini, düzenlemelerini ve uygulanma biçimini ifade etmektedir. Hisse senetlerine olan ilginin artması da yine aynı yıllara rastlamaktadır Finansal kurumlar, komünikasyon ve bilgi teknolojilerindeki gelişmelerden faydalanarak, geniş bir yelpazeye yayılan finansal araçlar ve teknikler geliştirmişlerdir. Bu arada hükümetler, piyasa katılımcılarının işlemlerini sıkı olarak kontrol etmekten vazgeçmiş ve uluslararası faaliyetlerin liberasyonu hızlanmıştır. Bunların yanında modern finans teorisinde meydana gelen gelişmeler, euro piyasaların başarısı, gelişmiş ülkelerde düşen kar hadleri, kurumsallaşma ile sağlanan tassarruf fazlaları ve döviz kuru risklerinden kaçınmaya olanak veren piyasaların kurulmuş olması, bu liberasyon ve birleşmeyi hızlandırmıştır. Sermaye piyasalarının globalleşmesinde hızlı gelişmelerin yaşandığı 1980'li yıllarda enflasyon oranları düşmüş, uluslararası bankacılıktaki kar marjları daralmış ve rekabet artmıştır. On yılın ortalarında ulusal piyasalar, "off-shore" piyasalarda ortaya çıkan bir çok yeniliği ithal etmişler ve para piyasası araçlarında, tahvillerde, hisse senetlerinde ve vadeli işlemlerde, geniş, likit ve çok çeşitli araçlar ortaya çıkmaya başlamıştır. 1985 yılında, uluslararası tahvil kavramı mevcut değilken, 1989'da Dünya Bankası tarafından ilk uluslararası tahvil ihraç edilmiştir. Bu dönemde, ulusal modellerin yerini, sermayenin uluslararası dolaşımının önündeki her türlü kısıtlamayı ortadan kaldıran modeller almıştır. Sermaye hareketlerinin liberasyonu, ulusal piyasaları birbirine bağlayan bir entegre sistemin ortaya çıkışını olanaklı hale getirmiştir. Yine bu dönemde ADRs, GDRs piyasalarının gelişmesi, ülke fonları ve özelleştirme yoluyla uluslararası menkul kıymet ihraçları ortaya çıkmış; kıyı ötesi bankacılığı ve uluslararası sermaye hareketleri önemli hacimlere ulaşmıştır. Yeni ortaya çıkan bu sistemde en belirgin yapı, mevcut bankacılık yapısından, dünya çapında menkul kıymetleşmenin egemen olduğu para ve sermaye piyasalarına geçiş olmuştur. Türk ekonomisinde de, 1980'li yıllardan itibaren bir liberalleşme dönemi başlamıştır. Dış ticaretin serbestleştirilmesi çalışmalarının ardından, kapalı kambiyo rejiminden açık kambiyo rejimine geçiş için gerekli şartlar sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak, Türk sermaye piyasalarının uluslararası piyasalarla bütünleşmesindeki en önemli köşe taşı, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanununa İlişkin 32 Sayılı Karar olmuştur. Bu kanunla, sermaye hareketlerine serbesti getirilmiş, takip eden dönemde ise yapılan yeni düzenlemeler ve gerçekleştirilen teknolojik atılımlar sayesinde, Türk sermaye piyasalarının uluslararası piyasalarla entegrasyonu hemen hemen sağlanmıştır. Till 1960's, global financial system had been composed of semi-isolated financial markets, in which national rules and regulations were effective, interest rates was not determined according to the free market rules, closed exchange regimes were widespread and trade liberalization was not achieved. Today, between financial markets throughout the world, an integration process which has the roots in 1960's has been experienced. As a theory, integration is the equalization of the prices of the goods and factors in related markets and accordingly is the process of the law of one price. According to law of one price, if the prices of good and services in all markets are known, the prices of goods and services will be equalized except for transportation costs. Deceleration of the world economic growth and searching new investment opportunities led new applications to emerge, which will also led globalization process to gain pace. Globalization is the determination of economic factors not at national level but at international level along with the full liberalization. Following the 2nd world war, along with the Bretton woods, the restrictions over the national monetary policies has began to be lifted and international financial structure without restraints has begun to be formed. When this system has become insufficient to meet the market demands, in place of crawling peg regime, floating exchange rate regime has been adopted. Following the implementation of floating exchange rate regime, along with the permission of main currencies to be freely floating, international capital movement has begun to be increased. While international monetary system regulates the capital movements and trade activities between countries, international monetary environment regulates the legal frameworks of the system. Financial institutions with the help of developments in communication and information technologies have improved new and widespread financial means. Meantime, governments have abandoned the strict control of the transactions made by market participants, and then liberalizations of the international transactions have gained the pace. At the same time, developments in modern financial theories, success of the Euro markets, decline in the profit margins in developed countries, saving surpluses provided with institutionalizations and the formations of new market which pave the way to avoid exchange rate risks accelerated the liberalization and integration between the financial markets all over the world. Through 1980's during which rapid changes in financial markets has been realized, inflation rates has declined, profit margins in international banking have fallen and competition all over the world has risen. By the mid 1980's, national markets began to transfer so many innovations from off-shore markets, and widespread, liquid and different markets means have began to emerge in money, bond and equity markets and forward contracts. While there is no international bond concept in 1985, for the first time World Bank issued the international bonds in 1989's. In addition to, international models, lifting all the restrictions in front of the free movements of capital, replaced the national models. Liberalization of capital movements led an integrated system, which is connecting national markets, to originate. Meantime, ADR and GDR markets, country funds and issuance of international equity have come on the scene, and off-shore banking and international capital movements have reached important volumes. The most evident structure in the new system was the transformation from banking system to money and capital markets. On the other hand, in Turkish economy, a new liberalization period has commenced as of 1980. Following the liberalization of foreign trade, preconditions of the transition from closed exchange rate regime to open one has begun to be formed. But, the most important corner stone in the integration of Turkish capital markets with international market was the Law Number 32 about the protection of the value of Turkish Currency. With this regulation, free movements of the capital has been realized and following the new arrangements and technologic developments, integration of the Türkish financial markets with the international one has almost achieved.