Türk toplum bütünleşmesinde Türk Ortodoks patrikanesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2004

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Ensar Çetin

Danışman: MUSTAFA USTA

Özet:

Türk Ortodoks Kilisesi, Osmanlı İmparatorluğundan beri varlığını sürdüren, Hıristiyan Türklerden oluşmuş milli bir kuruluştur. Milli Mücadele'ye Atatürk'ün yanında aktif olarak katılmıştır. Sivas Kongresi'nden hemen önce, Mustafa Kemal Paşa'nın isteğiyle Sivas'a gelmiş ve Milli Mücadele'de Ortodoks Türklerin yapabilecekleri faaliyetleri uzun uzun görüşmüş olan Papa Eftim hakkındaki. Atatürk'ün övgü dolu sözleri belgelerde mevcuttur. Papa Eftim, en önemli girişimi olan Kayseri Kongresi'ni tertip etmeden önce Milli Hükümet yetkilileri ve Adalet Bakanı ile görüşmüş, yapılması gereken çalışmaları anlatmış, çalışmalarını da hükümetin bilgisi dahilinde yapmıştır. Kayseri'de kongre düzenleyebilmesi için gerekli olan Episkoposları bir araya getirmek için de bu ilişkilerini kullanmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında yapılan Lozan Anlaşması'nın en önemli konularından birisini Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi oluşturmuştur. Uzun tartışmalar ve Batı'nın yoğun baskıları neticesinde Rum Patrikhanesi'nin Türkiye dışına çıkartılması engellenmiştir. Fakat Patrikhane'nin tüm ayrıcalıları kaldırılmış, sadece Rum halkın dini ihtiyaçlarını karşılayacak bir kurum olarak kalması kabul edilmiştir. Nüfus mübadelesi konusu da Lozan'da gündeme gelmiştir. Anlaşma metninde Türk ve Yunanlıların yer değiştireceği belirtilmesine rağmen uygulama böyle olmamıştır. Başından beri Milli Mücadele yanında yer alan ve maddi-manevi desteğini esirgemeyen Ortodoks Türkler Yunanistan'a gönderilmiş, bunların yerine Balkanlar'daki farklı "etnik kökene" mensup oldukları iddia edilen Müslüman nüfus Türkiye'ye getirilmiştir. Hıristiyan oldukları için savaştıkları insanların adeta kucağına atılan bu insanlar Türk oldukları için Yunalılardan kabul görmemişler, yoğun baskılara maruz kalmışlardır. Papa Eftim ve ailesi, onun yanında bir de Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin kurucularından Bodrumlu İstimat Zihni, Bakanlar Kurulu'nun kararıyla mübadele dışı kalabilmişlerdir. Türk Ortodoks Patrikhanesi, Fener Patrikhanesi'yle mücadelesini devam ettirmenin yanında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanmış olan Hıristiyan Türkleri bir çatı altında toplama çalışmalarını sürdürmektedir. Bu dağılmanın Türk Dünyası'nda Hıristiyan Ortodoks olarak varlığını devam ettiren, başta Gagavuzlar (Gökoğuzlar) olmak üzere, Çuvaşlar, Hakaslar, Yakutlar gibi Türk boylarının bütün milli özelliklerini koruyarak bu güne kadar geldikleri görülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk'ün de daha önce işaret ettiği gibi, bu durumda Türkiye Cumhuriyeti'nin kan ve tarihi bağları bulunan bu topluluklarla diyalog kurması kaçınılmaz olmuştur. Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin Ortodokslar arasında birlik sağlayarak Türkiye'yi kuzeyden kuşatma planları devamlı gündeme gelmektedir. Bu yıkıcı faaliyetlerin önüne geçebilmenin ancak bilinçli bir birliktelikle sağlanacağı bilinmelidir. Kastedilen birlikteliğin Türk Ortodoks Patrikhanesi önderliğinde gerçekleşmesi ülkemiz için ayrıca önem arz etmektedir. Bu noktadan da Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin bu mücadelesin de desteklenmesinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. The "Turkish orthodox" or "the Independent Turkish Orthodox Patriarchate" is no more than a construct of Mustafa Kemal, the founder of the Turkish Republic, and the spiritual leader of the movement, Papa Eftim. Its aim was to undermine the Greek Patriarchate of Constantinople. Even in its heydays did not number more than 250 followers. In the last few years the term "Turkish Orthodox" gained currency in relation to the Gagauz Turks, who originally arrived from Romania. The Gagauz are Christian Orthodox in religion, though perhaps Turkish in identity. The two groups have no historical connection. While the Turkish Orthodox are an artificial construct, the Gagauz are an ethnic minority. Papa Eftim was member of the Turkish-speaking Karamanli Greek community of Cappadoccia in Asia Minor. He was born in 1884 and was consecrated as deacon in 1912 and priest in 1915, by the Metropolitan of Kayseri Nicholas. Together with other clergymen he took part in the Greco-Turkish war in 1919-1922 on the side of Mustafa Kemal, under the name "the General Congregation of the Anatolian Turkish Orthodox" (Umum Anadolu Türk Ortodokslari Cemaatleri). Evidently, but for reasons that remain unclear, Papa Eftim felt very hostile to the Greek Patriarchate from very early in his involvement in the Greek Church. In 1921 he had stated thus: "I shall turn the lights off the Patriarch in Phanar, and I shall do this very fast. Long live the victorious Turkish Army!" With other clergymen he originally established an alternative Patriarchate in Kayseri, the ancient Caesaria in Capadocia, on 15 September 1922 under the name Independent Patriarchate of the Turkish Orthodox" (Müstakil Türk Ortodoks Patrikhanesi). After the death of Mustafa Kemal, Papa Eftim lost some of his prestige in the eyes of the Turkish state. Another opportunity emerged for him in 1960, following the military coup. One of the leaders of the coup, the ultra-nationalist - later the leader of the paramilitary grey wolves - Alpaslan Türkes was interested in the Turkish Patriarchate. Nonetheless, the new regime has exiled Türkes soon after the coup and the Turkish Orthodox Patriarch missed its chance to receive the support of the new government - at least not to the degree it wished. Regardless, Eftim continued to offer its services to the Turkish state. In 1953 he organized a demonstration march against the Greek Orthodox Patriarch Athenagoras and he continued to make statements against the Greek Patriarchate. In 1956 he confiscated two more churches in Galata (Saint Nicholas and John Chrysostomos) with tacit approval of the authorities. It is important to look at the attempted connection between the Gagauz and the Turkish Orthodox. There have been some efforts in the past to unite them. Hamdullah Suphi Tanriöver, ambassador of Turkey in Romania in the 1930s, tried to bring Turkic speaking Christians from Romania for resettlement in the Marmara region. Because of the ensuing war he was not able to carry out his plans in full, but in 1935 he had managed to bring 70 Gagauz young men and women to Turkey. The young people faced many problems because of their religion and they were forced to convert to Islam. It is interesting to note that Eftim complained to Hamdullah Suphi Tanriöver and queried: "Where are my 70 devotees? His movement was so unsuccessful that he could not even retain 70 Turkic Christian immigrants in his Church.