Günümüz Türkiye sinemasında taşra temsilleri ve mikro-iktidar ilişkileri bağlamında birey-toplum analizi: Nuri Bilge Ceylan filmleri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HALİL İBRAHİM KILIÇ

Danışman: LÜTFİYE ZEYNEP BEŞPINAR

Özet:

Bu çalışma, Tanzimat Dönemi’nden günümüze edebiyat ve sinema alanlarında temsil edilen taşra anlatıları çerçevesinde, Nuri Bilge Ceylan filmlerinde temsil edilen taşra anlayışı ile taşra yaşamında kurulan mikro-iktidar ilişkilerini analiz etmeyi hedeflemektedir. Çalışma, taşra yaşamına dair iktidar ilişkilerini edebiyat ve sinema üzerinden ele almasıyla, Türkiye siyasetinin merkez-çevre ikiliklerini bütünlüklü bir sosyolojik bakışla çözümleme gayreti taşımaktadır. Çalışmada bu amaçla bir sosyal bilim metodolojisi olarak söylem analizi kullanılırken, teorik olarak Michel Foucault, Hannah Arendt ve Pierre Bourdieu’nün mikro-iktidar teorilerinden yaralanılmıştır. Çalışmada analiz edilen romanlar siyasal ve sosyal bir dönemselleştirmeyle ele alınmıştır. Çalışmanın ilgili bölümünde analiz edilen romanlar incelendiğinde, edebiyat alanında temsil edilen taşra yaşamının inşasında, her bir dönemin sosyal koşullarının romancılar tarafından takip edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Sinemada taşra anlatılarının kurulmasında ise, özellikle 2000’li yıllarla birlikte taşranın farklı kavramsallaştırmalarının gün yüzüne çıktığı görülmüştür. Buna göre, ilk olarak birçok yönetmenin taşrayı özlenilen, samimi ve mutlu ilişkileriyle devinen mekan olması özelliğiyle birlikte, nostaljik imgelerle kurduğu görülmüştür. Ancak aralarında Nuri Bilge Ceylan’ın da yer aldığı bazı yönetmenlerin, taşraya “taşra sıkıntısı” bağlamında yaklaşırken, taşranın yarattığı bireysel ve toplumsal açmazlara odaklandıkları sonucuna varılmıştır. Çalışmanın Nuri Bilge Ceylan filmleriyle ilgili ana bulgusuysa, Ceylan’ın ilk olarak taşrayı kavramsallaştırırken, onu nostaljik ögelerle öne çıkarmayarak dönemdaşı olan yönetmenlerden ayrılmasıdır. İkinci olarak Ceylan taşraya bakarken, taşranın yoksunluğunu ve boğucu atmosferini resmetse de ona toplumsal gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmaz. Buna rağmen, Ceylan’ın incelenen her bir filminde, bireyler arası mikro-iktidar ilişkilerini ustalıkla temsil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. -------------------- This study aimes to analyze of provincial approaches and micro-power relations represented in the movies of Nuri Bilge Ceylan within the frame of provincial/countryside (taşra) representations in the field of literature and cinema from Tanzimat Era to present. Regarding studying on power relations through literature and cinema, this study has a purpose of an integrated sociological analysis about center-periphery dichotomies of Turkish politics. While it is used discourse analysis as a social science methodology, it is made use of micro-power theories of Michel Foucault, Hannah Arendt, and Pierre Bourdieu. Novels analyzed in this study are discussed with a periodization. When the novels analyzed in the relevant chapter of the study are examined, it is concluded that the social and political condition of each period of Turkish social life were followed by the novelists in the construction of the provincial life represented in the field of literature. In the construction of provincial narratives in the cinema, different conceptualizations of the provinces have been revealed in the 2000s especially. First of all, it was evaluated that most directors constructed the taşra with the nostalgic image with the feature of being a space that is known with sincere and happy relations. However, it was concluded that some of the directors, including Nuri Bilge Ceylan, has been a focus on individual ve social desperation created by taşra while they were looking for taşra in the context of “provincial boredom/gloom (taşra sıkıntısı)”. The main finding of this study related to Nuri Bilge Ceylan movies is that Ceylan who did not conceptualize the taşra as nostalgic value becomes different of director of his period firstly. Secondly, While Ceylan who was presenting taşra life with its deprivation and the boring atmosphere, he does not analyze it as a social realistic. Notwithstanding, it is concluded that in each of the movies of Ceylan examined in this study, the micro-power relations of inter-individual are masterfully represented.