Türkiye-Yunanistan karasuları sorunu


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2009

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ÜNSAL KUDU

Danışman: Bihterin Dinçkol

Özet:

Ege’de Türkiye ve Yunanistan arasında bir ülkesel sınırlandırma yapılmamıştır. Hem Türkiye'yi hem de Yunanistan'ı bağlayan düzenleyici hukuk kuralı bulunmayan konuların başında ise karasularının genişliği gelir. Belirtmek gerekir ki Ege'de karşılıklı olarak karasularının genişliğini tespit eden bir kural üzerinde varılacak uzlaşma, iktisadi bölge ve kıt'a sahanlığı meselelerinin de hal şeklini etkileyecektir. Ege’de karasuları sorunu temelinde, Yunanistan’a uluslararası anlaşmalar ile devredilen adalar yer almaktadır. Söz konusu uluslar arası belgelerde, Yunanistan’a dahil edilen ada, adacık, kayalıklar egemenliğin devrine ilişkin Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde belirlenmiştir. Bunu dışında kalan ada, adacık, kayalıkların egemenliğinin kime ait olduğu ise tartışma konusudur. Yunanistan'ın karasularının genişliğini 6 deniz milinin üzerine çıkarması, tüm denizci devletlerin çıkarlarına da aykırıdır. Zira, bu takdirde Yunanistan, Ege'nin hemen tümünü kendi egemenlik alanına alacağından, sadece yabancı savaş gemilerinin değil, yabancı bandıralı ticaret gemilerinin de hareket serbestliğini kayıtlayabilecektir. Bu devletler bugüne dek bu konuda tavır almamışlardır. Bellidir ki Türkiye ile Yunanistan arasında karşılıklı karasularının genişliği konusunu Milletlerarası Adalet Divanı'na götürmek için yapılacak bir kompromi anlaşmasında her iki tarafın da karasularının genişliğini 6 deniz milinde tutan bir kural yer almazsa iktisadi bölge ve kıta sahanlığı konularındaki anlaşmazlıkları çözümlemek mümkün değildir. Türkiye ile Yunanistan arasında, Ege’de başta kıta sahanlığı ve hava sahası olmak üzere hemen tüm sorunların kökeninde karasuları meselesi olduğu dikkate alındığında, bu konuda geri adım atılması, diğer hak ve çıkarlardan da vazgeçme anlamına gelecektir. ABSTRACT Territorial delimitation is not set up across Aegean Sea between Turkey and Greece. The width of territorial waters is the leading one amongst the subjects which does not contain a regulatory norm that is binding both Turkey and Greece. It must be emphasized that consensus on a rule which governs the width of territorial waters would effect questions of economic zones and continental shelf. Islands which were alienated to Greece by international agreements are the basis of the question of territorial waters in the Aegean. In these international documents, islands, islets and rocky formations which were attached to Greece are specified within the framework of rules of international law regarding handover of sovereignity. Sovereignity possession over islands, islets and rocky formations except these is a matter of discussion point. Greece’s extension of its territorial waters over 6 nautical miles is contrary to the interest of all mariner States. In that case, since Greece would obtain almost all the Aegean under its sovereignity area, she would be able to restrict the free movement of not only foreign warships but also foreign mercantile vessels. However these states have not adopted any position on this subject. It is crystal clear that unless a condition keeping both parties’ territorial waters within 6 nautical miles does not exist in the compromis agreement which would be concluded between Greece and Turkey to take the matter of the width of territorial waters, it is impossible to resolve the dispute over economic zones and territorial waters. When it is taken into consideration that the question of territorial waters is the basis of all other disputes-headed by continental shelf and air space- between Turkey and Greece over the Aegean Sea, compromising in this subject would mean waiver of all other rights and interests.