II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet Döneminde Dersim (1908-1938)


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HASAN HAKAN ULUTİN

Danışman: Ali Satan

Özet:

Dersim toplulukların göçlerle harmanlandığı, Anadolu’da gözüküp kaybolmuş milletlerin tam bir karışımıdır. Tarih boyunca heterodoks unsurların da sığınağı olan Dersim, Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en çok problem yaşadığı bölgeler arasında yer almıştır. Osmanlı yöneticilerinin aşiretleri muhatap aldığı klasik devlet sistemi, II. Meşrutiyet’in ilanı ve merkezileşme çalışmalarıyla birlikte değişmiştir. Yeni süreç, aşiret yapılanmasının yoğun olduğu Doğu Anadolu’da özellikle Dersim’de dirençle karşılaşmıştır. Şüphesiz bu tepkinin en fazla Dersim’de görülmesi bölgenin etnik ve dini çeşitliliğinden kaynaklanmıştır. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde merkezi hükümetlerle barışık olmayan Dersim’de çıkan isyanların nedenleri arasında; seyitlerin tarihi süreç içerisinde elde ettikleri konumu kaybetmeme isteğinin yanı sıra, aşiretlerin devletin Sünni karakterine soğuk bakması gibi hususlar bulunmaktadır. Ayrıca asker ve vergi alma kanunlarının tatbik edilmesi, Ermenilerin ve yabancıların kışkırtıcı faaliyetleri, ıslahatların devletin Dersim’deki otoritesini arttıracağı düşüncesi, bayındırlık hizmetlerinin askeri harekâtı kolaylaştırmak için yapıldığı söylentisi ile Kürt Kulübü ve Hoybun’un etnik bilinç oluşturma çabaları isyanların teşvikçisi olmuştur. Bunlara mutasarrıfların sorunlara çözüm olarak “idare-i maslahat” yolunu benimsenmesi eklenince Dersim problemler yumağı haline gelmiştir. Cumhuriyet’in kurucu kadrosu, aynı zamanda eski Osmanlı askerlerinden oluştuğundan bu dönemden miras kalan Dersim sorununu yakından tecrübe etmişler ve kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğine inanmışlardı. Özellikle aşiretlerin I. Dünya Savaşı’nda Ruslarla işbirliği yapması, Mütareke ve Milli Mücadele dönemlerinde ise bölgede isyanlar çıkarması, bu problemin çözümünde hükümetlere askeri müdahalenin gerekliliğini düşündürmüştü. Kurucu Kadro, 1937 ve 1938 yıllarına gelindiğinde Anadolu’nun ortasında, Fransız sömürgesi olan Suriye ile sürekli irtibat halinde, Ermenilerin etkin olduğu bir bölgeyi tasavvur etmiyorlardı. ABSTRACT The Dersim community is a full mixture of nations who have appeared and disappeared in Anatolia and also a society that blends with immigration. Throughout history Dersim was a shelter for heterodox elements and was the most experienced troubled area for the Ottoman Empire and Turkish Republic. The Ottoman ruler’s classic state system for tribes has changed with the work of II. Constitutionalism and centralization. The new process was met with rebellion particularly in Dersim and in Anatolia where the tribal structure was intense. This resistance without a doubt was seen in Dersim the most because of the ethnic and religious diversities area. The reasons of rebellions in Dersim, which wasn’t in peace with the central government during Ottoman and Republican periods were, the desire not to lose positions that seyits procured in the historical process as well as the tribes discountanence to Sunni character of the state. In addition, the application of military and tax take law, provocative activities of the foreigners and Armenians, the idea that the reforms would increase the state authority in Dersim, the rumor that Public works facilitated in order to ease military operations and Kurds Club and Hoybun's efforts to create ethnic consciousness, have been the instigators of the rebellion. As a solution to this issue the governor has adopted the way of “ignoring problems” which caused problems to increase even more. The founding members of the Republic were also composed of old Ottoman soldiers who had experienced closely the problems inherited from Ottoman period and were convinced that a lasting solution must be found. In particular, tribes’ cooperation with Russia in WWI, rebellions in the regions during armistice and National Struggle period, has caused the governments to consider the need for military intervention for the solution to problems. Founder Staff weren’t envisioning a region in the middle of Anatolia where Armenians were active and constantly in contact with the French colony, Syria, in 1937 and 19