POST TRUTH ÇAĞDA İDEOLOJİK FARKLILIKLARIN MEDYA İÇERİKLERİNE YANSIMASI: BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ PROTESTOLARI ÖRNEĞİ


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gazetecilik Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ESRA KARADAĞ

Danışman: Mehmet Özçağlayan

Özet:

Medyanın temel görevi toplumu doğru ve tarafsız bir şekilde bilgilendirmektir. Kitle iletişim araçlarının tümünü ifade eden yapıda kullanılan medya, hâkim ideolojiyi yaygınlaştıran etkili araçlar olarak da nitelendirilmektedir. Ancak günümüzde, toplumun en temel hakkı olan haber alma hakkının manipüle edildiği görülmektedir. Medyanın iktidar yapıları ile ilişkisi, yayın politikası, egemen güçler, çıkar ilişkileri ve eko-politik unsurlar bu durumun başlıca sebepleri arasında yer almaktadır. Medya kuruluşlarının ve özellikle de haber medyasının, temel işlevlerinden biri olan toplumu bilgilendirme bağlamında gerçeklere gereken önemi vermekten uzaklaşmaya başladıkları noktada da bu durum “post truth” kavramını beraberinde getirmektedir. 2016 yılından itibaren daha yaygın olarak kullanılmaya başlanan post truth kavramı üzerinde değerlendirme ve çalışmaların üretilmeye başlanmasıyla birlikte bu kavramın genellikle siyasetle ilişkilendirildiği de göze çarpmaktadır. Bu alanda ivme kazanan kavram, ilerleyen zamanda iletişim alanında da yer bulmuştur.

     Post-truth olarak nitelendirilen bu çağın haberleşme süreçlerinde, enformasyon kişiye ya da kuruma bağlı olarak değişikliğe uğramaktadır. Bu değişiklik çoğu zaman enformasyonun gerçeklik ile ilişkisini yitirerek toplumu “inşa edilen bir gerçeklikle” baş başa bırakmaktadır. Medyada yer alacak olan içeriklere karar verilirken, kamuoyunu aydınlatmaktan önce bağlı bulunan medya kuruluşunun ideolojisinin ve siyasi karar verme mekanizmalarında etkili olan güçlerle ilişkisinde, kendini nereye ve ne şekilde konumladığı ön plana çıkmaktadır. Bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda da bütün bu “yerleştirmelerin”, filtrelemelerin ve sonuçta “hakikatin yeniden inşasının post truth kavramıyla birlikte ve bu kavramın kapsadığı bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiği, bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır. 

    Bu bağlamda çalışmanın temel varsayımı da anaakım medya kuruluşlarının haber içeriklerini, sahiplik yapıları, ideolojileri ve siyasi iktidarla (“muhaliflik” ve/veya “yandaşlık” temelindeki) ilişkilerinin biçimi doğrultusunda sunarak, “farklı ve çeşitli gerçeklikler” yaratma eğilimi taşıyabilmeleridir. Çalışmanın örnek olay olarak temel çerçevesini de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması üzerine başlayan Boğaziçi Üniversitesi protestoları oluşturmaktadır. Çalışmada, Türkiye’de birbirlerinden farklı ideolojilere sahip iki gazetenin on beş günlük sürede yayınladığı, yaşanan olaylarla ilgili haber içerikleri incelenecektir. Söz konusu inceleme, post-truth çağın gerçeklik sorunsalını ortaya koyma açısından önem taşımaktadır. Ayrıca ülkenin önemli bir süre gündemini oluşturan bir toplumsal olay bağlamında ele alınması araştırmanın güncelliği açısından da önemlidir.

  Çalışmada kuramsal çerçeveyi, post-truth ve ideoloji kavramları oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin nitel araştırma yöntemi ile analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Bu anlamda, ideolojileri ve siyasi iktidar ve siyasi karar vericilerle ilişkileri birbirinden çok farklı olan “Birgün” ve “Sabah” gazeteleri seçilmiştir. Seçilen bu gazeteler 01.01.2021 ve 01.15.2021 tarihleri arasındaki Boğaziçi Üniversitesi Protestoları ile ilgili haberlerin incelenmesi hedeflenmektedir.