Sosyal medyada gözetim ve tüketim ilişkisi : Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri üzerine nitel bir araştırma


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Emre Yılancık

Danışman: ARTUN AVCI

Özet:

İnsanlık tarihi kadar eski olan gözetim, sanayi devrimi sonrası iletişim teknolojilerinde yaşanan ilerlemelerle hiç olmadığı kadar gelişmiş ve yayılmıştır. Günlük hayatın bütününe hâkim olan gözetim, zaman ve mekân kısıtlamasından kurtulmuştur. Foucault' nun panoptikon kavramıyla açıkladığı, zorla ve baskıyla sağlanan gözetimin ötesine geçilmiş, bireylerin doğrudan kendi rıza ve istekleriyle katılımcıları olduğu bir süreç başlamıştır. Devletlerin uyguladığı gözetim yöntemlerinin yanında, ulus ötesi şirketlerin gerçekleştirdiği gözetim giderek güç kazanarak bireyleri ekonomik olarak kuşatmıştır. Profil çıkarma, kategorilere ayırma ve farklı kategorilere özel ayartma teknikleriyle ticari gözetim, kar maksimizasyonunu ve riskleri azaltmayı amaçlamaktadır. Sosyal medya ticari gözetimin uygulandığı en önemli araçlardan biri haline gelmiştir. Kişilerin herhangi bir zorlamaya maruz kalmaksızın en özel bilgilerini bu mecralarda teşhir etmesi şirketlerin çok büyük paralar harcasa da elde edemeyeceği derin bilgilere ulaşabilmelerine neden olmuştur. Kişisel fotoğraflar, videolar, bilgilerden elde edilen veriler şirketlerce üretim ve tüketim pratiklerini şekillendirmede kullanılmaktadır. Sosyal medya kullanıcılarının en yakınlarının bile bilmediği bilgiler şirketler tarafından toplanmakta ve daha sonra kullanılmak üzere depolanmaktadır. Gerçekleştirilen gözetim özel şirketlere sağladığı bu faydaların yanında bireylerin mahremiyetlerine de büyük hasarlar vermektedir. Bunun yanında Dallas Smythe’ nin televizyon için ortaya attığı izleyici emeği sömürüsü kavramı sosyal medya için de ii gündeme gelmektedir. Kullanıcılar, imzaladıkları kullanıcı sözleşmeleri sebebiyle oluşturdukları içerik hakkında söz sahibi olamayarak kendi emeklerine yabancılaşmakladır. Bu doğrultuda son bölümde sosyal medya kullanıcılarının maruz kaldıkları gözetimden nasıl etkilendiklerini ortaya çıkarabilmek için Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri üzerine nitel bir araştırma yöntemi olan derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan görüşmelerle birlikte sosyal medyanın büyük bir gözetim potansiyeline sahip olduğu, kullanıcıların özel bilgilerini teşhir ederek gözetim süreçlerine aktif olarak katıldıkları ortaya konmuştur. Ayrıca gözetim faaliyetlerinin farkında olan kullanıcıların çeşitli ayartmalar ve aldıkları hazlar nedeniyle gözetim sonucunda uğrayabilecekleri zararlar konusunda yeterince bilinçli olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. -------------------- Surveillance dating back to the history of humankind has unprecedentedly developed and expanded after the industrial revolution due to developments in communication technologies. Surveillance dominating daily lives today is free from the restraint of time and space. Foucault’s Panopticon theory referring to forced and coerced surveillance has already been left behind and a new process where individuals directly participate with their free will and consent has begun. Besides state-driven surveillance methods, surveillance practiced by multinational companies has gradually gained ground and is encircling individuals in economic realms. Commercial surveillance aims for profit maximization and risk mitigation through profiling, categorizing and enticing category-specific techniques. In this sense, social media has become one of the most important tools where commercial surveillance is practiced. The trend of disclosing private information on such platforms without facing any compulsions has enabled companies to access personal and profound information; an action hardly viable in the past despite spending vast finances. Data harvested from personal photos, videos and information is utilized by these companies in shaping production and consumption. Information that may be unknown even by close family circles of social media users is compiled and stored by the companies for future use. Apart from the benefits iv provided to private companies, surveillance in social media causes major damages to the privacy and intimacy of individuals. Nevertheless, Dallas Smythe’s notion called “exploitation of audience labor,” has become a current issue for social media as well. User opinions are restricted over these issues due to user agreements they sign for content they create. In this respect, in the last section, in-depth interviews were conducted with students of Marmara University’s Faculty of Communication, which is a qualitative research method in order to reveal how social media users are affected by surveillance they are exposed to. In conjunction with the interviews, it was revealed that social media has the potential for excessive surveillance and users actively participate in surveillance processes by displaying their private information. In addition, it was also concluded that users who are aware of surveillance activities are not conscious enough about the losses that they may suffer as a result of various temptations and pleasures that they experience.