Suça teşebbüste hazırlık hareketleri ile icra hareketlerinin birbirinden ayrılması meselesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ZAFER İÇER

Danışman: AHMET GÖKCEN

Özet:

Suça teşebbüste hazırlık hareketleri ile icra hareketlerinin birbirinden ayrılması meselesi, ceza hukukunun uzun bir süredir üzerinde tartıştığı ve halen güncelliğini koruyan önemli bir ceza hukuku problemidir. Bu mesele bir yandan devletin hangi andan itibaren ceza hukuku araçlarıyla bir insan davranışına müdahale edebileceğini ilgilendirirken, diğer yandan da bireyin hareket serbestisinin sınırlarının belirlenmesi bakımından önemli bir fonksiyonu icra etmektedir. Ceza kanunlarında genellikle hazırlık hareketlerinin cezalandırılmaması prensibi benimsenir. Çünkü bu tarz hareketler korunan hukuki yarar yönünden tehlikeli kabul edilmedikleri gibi, çoğu zamanda failin kastının belirsiz olması sebebiyle cezaya layık görülmezler. Bununla birlikte, hazırlık hareketlerinin istisnai olarak cezalandırıldığı durumlar da bulunmaktadır. Bunlar genellikle, ceza kanunlarının özel hükümler kısmında hazırlık hareketlerinin cezalandırıldığı suç tiplerine yer verilmek suretiyle kendilerini gösterirler. Hazırlık hareketlerinin kural olarak cezalandırılamaması, cezalandırılabilir olan icra hareketleriyle birbirinden ayrılması gerekliliğini ortaya çıkarır. Bu iki hareket tarzının ve bunların gerçekleştirildiği aşamaların birbirinden ayrılması, bireyin hukuki güvenliği açısından önem taşır. Bu bakımdan, hazırlık hareketleri ile icra hareketleri arasındaki sınırın kesin bir biçimde ayrılması, bir yandan ceza hukukunun bir ödevi iken, böyle bir ayrımın bireyler tarafından bilinmesinin sağlanması ise birey açısından bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, hazırlık hareketlerinin icra hareketlerinden ayrılması meselesine ilişkin doktrinde ileri sürülen teorilerin ortaya koyduğu görüşler ve meseleye ilişkin yargı kararlarında benimsenen uygulamalar incelenmiştir. Bu iki hareket tarzı arasındaki sınırın nasıl belirleneceği hususunda, pozitif düzenlemelerin yanı sıra olması gereken hukuk açısından hangi yaklaşımın benimsenmesi gerektiği konusunda görüş ve düşüncelere yer verilmiştir. Bahse konu ayrımın, iştirak halinde işlenen suçlarda, ihmali suçlarda, sebebinde serbest hareketlerin (alic) varlığı durumunda, suçun nitelikli hallerinin gerçekleştiği durumlarda ve özellik arz eden bazı suç tiplerinde ne şekilde yapılacağı, çalışmanın son bölümünde inceleme konusu yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Suça teşebbüs, hazırlık hareketleri, icra hareketleri. ABSTACT In the attempt at crime, the issue of differentiation of preparatory acts and executive acts is an important criminal law issue that discusses criminal law over a long period of time and still maintains its update. This issue, on the one hand, concerns the way in which the state can intervene in human behavior with criminal law instruments, while on the other hand it performs an important function in determining the boundaries of the individual's freedom of movement. In criminal law the punishment of preparatory acts on principle not adopted. This kind of acts are not accepted as dangerous for the protected legal profit, since most of the time the intent of offender is unclear, these are often not worthy of punishment. However, there are also cases where preparatory acts are exceptionally punished. These are manifested in the specific provisions of the criminal code by being given to the offense types for which the preparatory acts have been punished. The fact that preparatory acts can not be punished as a rule reveals the necessity of differing them from each other by enforcement acts that can be punished. The differentiation of these two modes of action and the stages, carry vigilance in terms of the legal security of the individual. In this respect, the precise differentiation of the boundaries between the preparatory movements and the executive movements is a task of criminal law, while the provision of awareness of such a distinction by the individual is an right to the individual. In this study, the views putting forward by the theories in the doctrine about the differentiation of preparatory acts from executive acts and the practices adopted in judicial decisions were examined. Opinions and thoughts on how to define the boundary between these two modes of action should be adopted in terms of legal arrangements as well as positive regulations. The problem has been examined in the last part of the distinction, about the case of principal involvement, the case of negligent crimes, the case of “alic principal”, the qualified cases of crime and some specific types of crime. Key Words: Attempt to crime, preparatory acts, executive acts.