Kâdî iyâz’ın Kitâbü’ş-Şifâ adlı eseri ve Osmanlı’da şifâhânlık geleneği


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Ahmet Yılmaz

Danışman: MEHMET EFENDİOĞLU

Özet:

Mağribli âlim Kâdî İyâz (ö. 544/1149), eş-Şifâ bi-ta‘rîfi hukûki’l-Mustafâ isimli eseri ve Osmanlı ilim geleneğinde yerleşik bir uygulama halini almış olan şifâhânlık, bu araştırmanın ana temasını oluşturmaktadır. Kâdî İyâz, bir dönem İslam medeniyet tarihinin en önemli merkezlerinden biri olmayı başarmış Endülüs ve Mağrib bölgesinde yetişmiş ve Mâlikî-Eş‘arî çizgisinde ilmî hayatını sürdürmüş çok yönlü bir âlimdir. İslam dünyasında Kitâbü’ş-Şifâ ve Osmanlı ilim geleneğinde Şifâ-i Şerîf diye meşhur olmuş olan bu eser, Hz. Peygamber’e dâir bir eser olup onunla ilgili çeşitli husûsiyetleri ele almaktadır. Kâdî İyâz’ın otoritesini elde etme sürecinin en önemli parametresi kabul edilen bu kıymetli eser, özellikle kaynağı büyük ölçüde hadisler olan siyer, megâzî, delâilü’n-nübüvve, hasâisü’n-nebî ve şemâil türü eserlerle ilintili olmasının yanında aynı zamanda 1800’den fazla rivâyet ihtiva etmesi yönüyle bir hadis eseridir. Asırlardan beri, ilim adamları ve halk arasında hep değer görmüş, okunmuş, okutulmuş ve İslam ilim tarihinde önemli bir üne kavuşmuştur. Pakistan ve Hindistan’dan Tunus ve Fas’a, Yemen’den İstanbul’a kadar geniş bir muhitte Müslümanların ilgisine mazhar olmuş, imlâ meclislerinde istinsahı, rivâyet meclislerinde nakli, hatim meclislerinde kıraati, ilim meclislerinde de müzâkeresi yapılmıştır. İslam dünyasında hatim geleneği içerisinde sürdürülen Kitâbü’ş-Şifâ okumalarının, Osmanlı’daki yansıması; bu uygulamanın İslam dünyasındaki en özgün örneklerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Zira diğer İslam beldelerinden ayrı olarak, Osmanlı’daki hatimler “şifâhân” adı verilen dersiâmlar marifetiyle, bir nevi devlet geleneği mahiyetinde ve bir atama ve yer değiştirme usûlü çerçevesinde sürdürülmüştür. Zaman içerisinde Kitâbü’ş-Şifâ’ya bir takım eleştiriler de yöneltilmiştir. Bu eleştiriler iki noktada toplanmaktadır: Kitâbü’ş-Şifâ’nın çokça uydurma rivâyet içerdiği ve bünyesinde bir kısım zorlama yorumlar barındırdığı… Bu araştırmanın gâyesi, Kâdî İyâz’ın ve onun en önemli eseri kabul edilen Kitâbü’ş-Şifâ’nın tanıtılması ve bu eser hakkında öne sürülen eleştirilerin etüt edilmesidir. Bunun yanında özellikle Osmanlı’da bir devlet geleneği suretinde icrâ edilen Kitâbü’ş-Şifâ hatimlerinin, arşiv belgelerinin ışığında aydınlatılması hedeflenmiştir. ABSTRACT This research is about Moroccan scholar Qadi Iyad, his work Kitab Ash-shifa bi Ta'rif Huquq al-Mustafa and Shifahânizm which became an establihed practice in Ottoman science tradition. Qadi Iyad grew up at the region of Al-Andalus and Maghreb, one of the most important centers of Islamic civilization in history. Following the Malikite-Ashari doctrine in his scientific activities, Qadi Iyad was a versatile scholar. His aforementioned work, which is usually named as Kitab Ash-shifa in Islamic world and as Şifâ-i Şerîf in Ottoman science tradition, is about Hz. Peygamber and Hz. Peygamber’s several traits. It is accepted to be the most important parameter of the process of Qadi Iyad’s becoming authority. Kitab Ash-shifa is not only connected with studies on hadiths-related types siyar, maghazi, dalail-un-nubuwwah, khasais-un-nabi, shamaail; but also a hadith study itself, since it contains more than 1800 hadiths. For centuries, Kitab Ash-shifa is always appreciated by scholars and people, has been read and taught, and became remarkably famous in Islamic scholar history. It received attention of Muslims within a large territory, from Pakistan and India to Tunisia and Morocco, from Yemen to Istanbul. It was inscribed in scribing meetings, recounted in tale meetings, narrated in recitation meetings and discussed in scholarly meetings. From time to time, some critics about Kitab Ash-shifa arised too. These critics questionares mainly two points; whether Kitab Ash-shifa contains many mawḍūʿ hadiths and whether it contains some overstrained interpretations. Recitation of Kitab Ash-shifa in the form of “khatm” was quite different in Ottoman when compared to other examples in the Islam world, since khatms were held by madrasa teachers (dersiâm), specially named as “shifahâns” who were subject to a designation and shift procedure, i.e. these activities were arranged by the state as a tradition. The objectives of this study are to introduce Qadi Iyad and Kitab Ash-shifa, which is assumed to be the most important work of Qadi Iyad, and also to survey the critics about it. Moreover, it is aimed to clarify Kitab Ash-shifa khatm activities in Ottoman with the help of archival documents.