Lübnan'da Ulus İnşası: 1920-1975 Arası Dönemde Uluslaşma Süreci


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü, Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkileri Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MEHMET FAHRİ DANIŞ

Danışman: Selin Muzaffer Bölme

Özet:

Bu tez Lübnan’da ulus olgusunun inşa ediliş sürecini konu almaktadır. Lübnan, birçok farklı mezhebe ev sahipliği yapması hasebiyle Ortadoğu’nun en kozmopolit ülkelerinden biridir. Onu bölgedeki diğer ülkelerden ayıran en önemli özelliğiyse, farklı etnik ve mezhebi gruplardan oluşan yapısının, kendine has bir siyasi mekanizmanın oluşumuna ön ayak olmasıdır. Osmanlı döneminden itibaren bölgede tatbik edilen idari yapının ülkedeki farklı cemaatler esas alınarak örgütlendirilmesi, modern Lübnan devletinin kurucu kodlarına da sirayet etmiştir. Fakat bu çokkültürlü mirasın yanında, Batılı anlamda homojen bir nüfus bütünlüğü esasına dayanan ‘ulus-devlet’ modelinin yeni Lübnan devleti için temel kabul edilmesi, ülkedeki kimlik problemine zemin oluşturmuştur. Fransız sömürge idaresinin ve onunla yakın ilişki içerisindeki Maruni elitlerin çabalarıyla, tüm dini ve mezhebi farklılıklardan bağımsız, ortak birtakım değerler çevresinde biraraya gelmiş bir Lübnanlı kimliği oluşturulmaya çalışılmıştır. Milliyetçilik literatüründe ‘ulus inşası’ olarak geçen bu faaliyet, başta tarihyazımı olmak üzere kültürel veya sembolik pek çok enstrüman vasıtasıyla hayata geçirilmiştir. Modern Lübnan devletinin kuruluşundan İç Savaş’a kadar geçen dönemde, 1920 ile 1975 tarihleri arasında gözlemlenebilecek bu süreç, farklı iç ve dış konjonktürlerin etkisiyle farklı şekillere evrilmiştir. Ulus inşasına dönük bu politikalar, Lübnan’da siyasal iktidara belirli oranda bir meşruiyet alanı sağlasa da ortak bir Lübnanlılık kimliğinin oluşturulması projesi başarıya ulaşamamış, dini-mezhebi ya da etnik alt kimlikler üst kimlikten daha belirleyici olmuştur. Dahası birleştirici olması umulan politikalar mezhepler arasındaki gerilimi tırmandırmış ve cemaat grupları arasındaki çatışmalar kanlı bir iç savaşa sebebiyet vermiştir. ABSTRACT This dissertation focuses on the nation-building process in Lebanon, which is one of the most cosmopolitan countries in the Middle East. Hosting various religious/sectarian and ethnic groups within its borders, Lebanon is a multi-cultural country. Thus, it has a unique political mechanism. The modern state system of Lebanon was mostly shaped by different cults, which played an organized role in the administrative structure of the country left by the Ottoman Empire. The new Lebanon state was established according to the Western norm of the ‘nation state’ model, which was based on the principle of a homogeny society. However, it caused an identity problem in the country due to its multi-cultural structure. A new Lebanon identity, which would not be depended on any religious or sectarian thinking but be based on common values, was tried to be created by the French imperial administration and the Maruni elites who had close relations with it. This effort, which was termed as the ‘nation-building’ in the literature of nationalism, was very successful thanks to particularly the historiography and many cultural or symbolic instruments. This nation-building process, which lasted from the first moments of the establishing the modern Lebanon state to the civil war (1920-1975), was evolved by some domestic or foreign conjectural developments. Although the policies for the idea of the nation-building paved the way for the Lebanon political administration to act sometimes freely, the project of creating a new Lebanon identity couldn’t reach the goal and the religious/sectarian or ethnic differences continued determining the Lebanon identity. What’s more, the policies, which were thought to play a big role in uniting the society, increased the tensions and the conflicts between the cults later caused a deadly civil war.