Türkiye’de alevi toplum kesimlerinin devletle ilişkileri: Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri politikaları


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Hidayet Değer

Danışman: NAİL YILMAZ

Özet:

Alevilerin devletle ilişkilerindeki problemler Selçuklu Devleti dönemindeki Babailer İsyanı’na kadar dayandırılabilmektedir. O dönem içinde değerlendirildiğinde bu olay, heteredoks gruplara ait bir isyan özelliği taşımaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise Çaldıran Savaşı ile devlet-Alevi ilişkisi bozulmuştur. Çaldıran Savaşı’nda ise devlete yönelik bir ayaklanmadan ziyade, Osmanlı’nın savaş halinde olduğu Safevi Devleti’ni desteklemeleri, aralarındaki ilişkinin bozulmasının temel sebebi olarak görülmektedir. Cumhuriyet Dönemi’nde ise, bir taraftan ilişkileri geliştirecek şekilde anayasal eşitlik statüsü ile toplumdaki ‘bütünün’ eşit bir parçası kabul edilmişler diğer taraftan, devlet tarafından hizmetlerin verilmesi ve muhatap kabul edilmede Müslüman çoğunluğun inancı olan Sünnilik esas alınmış, böylece Alevilik tanınmamıştır. Cumhuriyet döneminin din-devlet ilişkisinde devlet belirleyici olarak, dini hizmetleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tekeline vermiştir. Dolayısıyla Alevilerin devlet ile geçmişte yaşadığı sorunlar devam etse de sebebi farklılaşarak, tanınma ve devlet hizmetlerinden yararlanmaya dönüşmüştür. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Cumhuriyet döneminde farklılıkları kabul edilmeyen kesimlerin haklarının verilmesine yönelik başlattığı Demokratik Açılım’ın bir parçasını Alevi Açılımı oluşturmuştur. Bu kapsamda çalıştaylar ve görüşmeler yapılarak Alevilerin talep ve sorunlarının tespitinin amaçlandığı duyurulmuştur. Alevi Açılımı’ndan sonra bu talep ve sorunlara yönelik bir politika uygulanmamıştır. Yapılan görüşmelerden elde edilen sonuçlara göre Aleviler, devletten dışlandıklarını, eşit muamele görmediklerini düşünmekte ve talepleri devam etmektedir. -------------------- The problems of the Alevis' relations with Turkish state have historical roots which specifically can be traced back in the Babai Revolt during the period of Seljuk Empire. When considering that period, their relations with the state manifested themselves through a rebellion belonging to heterodox groups. In the Ottoman Empire, the relations between Alevis and Turkish state were disrupted. Apart from Alevis’ uprising against the Ottoman Empire, the main reason underlying the disruption was associated with their support to Safavids whom the Ottoman Empire fighted against in the Çaldıran War. In the Republic Period, Alevis has been accepted as an equal part of the “whole” in the society with the constitutional equality status. However, due to the provision and improvement in public services by Turkish state were based on Sunnism which is the religious belief of the Muslim majority, Alevis were not recognized. As a determinant of the relations with Turkish state and religion in the earlier Republic Period, religious services have been monopolized by the Directorate of Religious Affairs. Since the Alevis' problems with the state had continued in the past, the relations have been transformed as recognition and providing public services for them. Alevi Initiative has been among the components of the Democratic Initiative proposed by the Justice and Development Party towards granting the rights of the communities who were not recognized in the earlier Republic period. In that context, workshops and negotiations were organized in order to determine the demands and problems of the Alevi communities. Furthermore, after the Alevi Initiative, governmental policies regarding the demands and problems could not be implemented. Based on the information acquired through the interviews, they think that they are ostracized by the state and that they are not treated equally, and their demands continue.