1990 sonrası Türkiye ve Orta Asya Cumhuriyetleri arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimi ve analizi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 1999

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MENSİYE HERANT

Danışman: NURDAN ASLAN

Özet:

Sovyetler Birliğinin dağılma sürecinde Orta Asya Cumhuriyetleri'nden Azerbaycan 30 Ağustos, Özbekistan ve Kırgızistan 31 Ağustos, Türkmenistan Ekim ayında ve Kazakistan ise 16 Aralık 1991'de bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Fakat birliğin dağılması eski Sovyet Cumhuriyetleri arasındaki yakın ilişkileri sona erdirmemiştir. Geçen 8 buçuk yıl, eski Sovyet Cumhuriyeti'ni Rusya'ya bağlayan kişisel, ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri geniş ağı ortadan kaldırmadığını göstermiştir. Ancak, Rusya Federasyonunun da bu cumhuriyetlere ihtiyacı vardır. Eski Sovyet Cumhuriyetleri'nin uzunca bir tarihi, aynı siyasi birim altında yaşayarak paylaşmalarından kaynaklanan bu karşılıklı bağımlılık, yeni sistemsel bir bütünleşmeyi de beraberinde getirmiştir Sovyetler Birliği'nin kurulduğu günden 1990 yılına kadar geçen süre içinde, Orta Asya Cumhuriyetleri'nin ortak vasıfları, sınayi gelişimin yoğunlaştığı bölgelere hammadde temininde uzmanlaşmış olmaları teşkil etmiştir. Böylece bu cumhuriyetler, asıl üretimi gerçekleştiren diğer cumhuriyetlere bağımlı hale getirilmiş, hem ekonomik hem de sosyo-kültürel açıdan geri bıraktırılmışlardır. Yaklaşık olarak altmış milyon insanın yaşadığı Orta Asya Cumhuriyetleri'nde kişi başına düşen milli gelir, eski SSCB ortalamasının yarısından daha azdır ve kişi başına gelir sıralamasında beş Türk Cumhuriyeti en fakir ülkeleri meydana getirmektedir. Son dönemde bağımsız olan Orta Asya Cumhuriyetleri'nin Milli Gelirleri göreceli de olsa ortalama eğilimine girmiştir. Kişi başına düşen Milli Gelirlerinin önümüzdeki dönemlerde daha da artacağı izlemini vermektedir. Orta Asya Cumhuriyetleri şimdilik Türkiye'nin yarısı kadar hasılaya sahiptir. Yeraltı kaynakları çıkartılarak nakde çevrildiğinde ise sadece birer üretim değil, ama önemli birer tüketim destinasyonlar haline gelecektir. Bu ülkelerde talep var arz yoktur. Türkiye uzun bir süredir batılı iş çevreleri tarafından Türk Cumhuriyetleri'nin lideri olarak görülmektedir. Bu iş çevreleri bahsi geçen ülkeler ile olan münasebetlerini Türkiye üzerinden gerçekleştirmektedirler. Orta Asya ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmaları Türkiye açısından gerek ekonomik ve ticari, gerekse siyasi düzenlemede önemli bir etkinlik alanı yaratmıştır. Türkiye ile Orta Asya Cumhuriyetleri arasında önemli ölçüde işbirliği gerçekleştirilmiştir. Petrol, tarım, enerji, ulaştırma, haberleşme, madencilik, inşaat, bankacılık alanlarında anlaşmalar imzalanarak önemli projeler uygulanmaya konulmuştur. Ayrıca Türk uzmanları da Orta Asya ülkelerinin kalkınmasında önemli rol oynamıştır. Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan gibi ülkelere gönderilen uzmanlar, 1993 yılından bu yana bankacılıktan mühendisliğe, proje değerlendirme ve hazırlamadan iş idaresine, kilim dokumadan İngilizce öğretmenliğine kadar sayısız alanda birikimlerini bu ülkelerin kalkınması için seferber etmiştir. Orta Asya Cumhuriyetleri arasında ticari ilişkilerinin sürdürülmesi ve hızla arttırılması için oldukça büyük ve elverişli imkanlar vardır. Çünkü bu ülkelerin ekonomileri, ticaret açısından, tamamıyla bir diğerini tamamlamaktadır. Türkiye ise, nispeten gelişmiş teknolojik yapıya, sanayi ve tarım ürünleri üretimi potansiyeline sahiptir.