Birinci dünya savaşında Mısır’daki Türk esirleri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2004

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Erdal Çetin

Danışman: SÜLEYMAN BEYOĞLU

Özet:

I. Dünya Savaşında çeşitli cephelerde esir düşen Türk askerleri İngilizlerin kontrolü altında dünyanın farklı noktalarına götürülmüştür. Mısır'a götürülen esirlerin hayatını incelediğimiz bu çalışmada çok uzun süren esaret döneminde esir kamplarındaki hayat dikkat çekici olmuştur. Sosyal faaliyetler açısından hemen hemen her kampta şaşılacak derecede canlı ve aktif bir durum söz konusudur. Kamplarda çeşitli spor faaliyetleri, müzik çalışmaları, tiyatro ve konserler verilmiştir. Çoğu okur yazar olmayan eğitimine önem verildiği ve onların bu eksikliklerinin giderilmeye çalışıldığını görüyoruz. Esir kamplarındaki kültürel faaliyetlerinden biri de yabancı dil öğrenimidir. Bir çok askerin burada öğrendikleri sayesinde vatana döndükten sonra tercümanlık yapabilecek kadar yabancı dile hakim olduğu görülmüştür. Bir çok mahrumiyetler içerisinde olmuş olmalarına karşın esarette günlerin geçmesine yardımcı olan her ne kadar ilkel yöntemlerle dahi olsa basmayı başardıkları bir başka uğraşı da gazetelerdir. Ömürleri çok uzun olmasa da kamplardaki fikir ve kültür hayatı açısından çıkarılan gazetelerin önemli bir yeri olduğu düşünülmelidir. Esir kamplarında esirlerimizin arasındaki ilişkilere bakıldığında, zaman zaman kavgaların yaşanmış olduğu görülmektedir. Bazen de itaatsizliğin vuku bulduğu da olmuştur. Ancak bunları değerlendirirken içinde bulundukları esaret döneminin vermiş olduğu ruhsal sıkıntıların unutulmaması gerekmektedir. Aslında bütün Türk halkını ilgilendiren ancak bunun gerçekten acısını çeken esirlerin karşı karşıya kaldıkları sorunlardan biri de Mısır'da İngiliz esir kamplarının bir çoğunda kalan Türk esirlerinin kasden kör edilmeleri sorunudur. Zaman zaman oldukça abartılı bulduğumuz sayıları otuz binlere kadar çıkartılan esirlerin kör olmalarında araştırmalarımız sonucunda İngilizlerin uyguladıkları yanlış ilaçlama ve bazı Ermeni doktorların kin ve nefretle hareket etmeleri sonucu kasıtlı olarak meydana geldiği söylenebilir. Uzun uğraşılar ve büyük çabalar sonucunda vatana kavuşturulan esirlerimiz kendilerini burada başlayan yeni bir mücadelenin içinde bulunca esareti çok iyi tanıdıkları için mücadeleye dahil olmaktan çekinmemişlerdir. SUMMARY The Turkish soldiers taken prisoners during the world war in various military expeditions were taken away at different points of the world under English control. In this study in which we investigated the slaves life who were taken Egypt,the life in the slave camps the life in the slave camps during long lasting captivity era is atractive. An icredible active and a vivid situation are discussed to the aspect of social activities in aproximately all camps.the various sports, music studies, theater and concerts were available in the camps.we see that it was given importance to the many illiterates' education and it was tried to get rid of them from their deficiencies.one of cultural facilities in the captivity camps was teaching foreign language. It was seen that many soldiers were as efficient as to be able to interpret that foreign language thanks to the things they had learnt in camps after they had come back to their mother land. However much they were ın many deprıvatıons, ınspıte of the prımıtıve methods, they accomplıshed to publısh newspaper whıch was an other endeavor and helped the passıng of the days.ıt should be thought that the newspapers whıch were prınted ın the camps had a sıgnıfıcant place wıth the angle of culture and opınıon lıfe eventhough they had not had a long lıfe span.when looked at the relatıons among our slaves, the fıghts were faced from tıme to tıme.sometımes dısobedıent took place.but ıt ıs necessary not to forget the mental annoyance whıch was caused by captıvıty era ın whıch they were whıle one ıs evaluatıng these. One of the problems is the deliberate blinding of turkish slaves who stayed in many English captivity camps in Egypt which actually matters the whole turkish society but just the suffered slaves had really confronted with it. It can be said that the blindness of Turkish slaves whose number reached thirty thousands and which we found exaggerated time to time was happened because of the wrong medicate which was put into practice by English and some Armenian doctors' rancor and hatret actions. Our slaves who were reunited with mother land with the end of long struggles and big efforts had not been reluctant to take part in the fray when they found themselves in the newly started fight.