FAZLA TARTILI VE OBEZ OLAN ÇOCUKLARDA HİSTOPATOLOJİK STEATOZİS/FİBROZİS BULGULARI İLE ÇEŞİTLİ GÖRÜNTÜLEME VE KAN STEATOZİS/FİBROZİS GÖSTERGELERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN KARŞILAŞTIRILMASI


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Bilgihan Aydın

Danışman: Engin Tutar

Özet:

Giriş ve amaç: Obezitenin artışıyla beraber, komorbiditesi olan non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (nonalcoholic fatty liver disease, NAFLD) sıklığı artmaya ve çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi kronik karaciğer hastalığının en sık nedeni haline gelmeye başlamıştır. Hastalığın spektrumu benign bir durum olan hepatosteatozdan, daha ağır bir durum olan steatohepatitise kadar değişmekte, siroz ve hepatosellüler karsinom ile sonuçlanabilmektedir. Karaciğer biyopsisi NAFLD tanısında ve derecelendirilmesinde altın standarttır. Ancak invazif bir işlem olmasının yanı sıra,  örnekleme hatası veya patolojinin yorumlama farklılıklarından kaynaklanan kısıtlamaları da mevcuttur. Ultrasonografi USG), bilgisayarlı tomografi (BT) ve magnetik rezonans görüntüleme (MRG) teknikleri NAFLD tanısında noninvazif teknikler olarak kullanılmaktadır. Ancak bu araçların operatör bağımlı olması, zayıf duyarlılık, yüksek maliyet ve yaygın kullanılamama gibi sınırlamaları vardır. Ayrıca, mevcut bu yöntemlerle aynı anda hepatik fibrozis ve steatozis değerlendirilememektedir. Çalışmanın amacı fazla tartılı ve obez olan çocuklarda histopatolojik karaciğer steatozis /fibrosis bulguları ile noninvazif çeşitli görüntüleme ve kan steatozis/fibrosis göstergeleri arasındaki ilişkinin karşılaştırılmasıdır.

Yöntem: Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı polikliniğine başvuran, fazla tartılı veya obezite tanısı nedeni ile yapılan tetkiklerinde AST ve/veya ALT yüksekliği saptanmış, ileri tetkiklerde altta yatan etyolojik bir faktör belirlenememiş ve hem etyolojinin saptanmasına ve hem de steatozis ve fibrozis varlık ve derecesinin belirlenmesine yönelik olarak, son 1 yıl içerisinde karaciğer biyopsisi yapılmış olan, 8-18 yaş arasındaki hastalar, retrospektif olarak çalışma grubunu oluşturdu. Araştırmaya dahil edilen bütün hastalarda APRI ve HOMA skorları hesaplandı. Biyopsi işleminden önceki 1 aylık süre içinde yapılan ultrasonografi (USG) incelemesi ile hepa­tosteatozun varlığı ve derecesi kaydedildi. Araştırmaya dahil olma kriterine sahip tüm hastalara, biyopsi işleminden sonraki 1-4haftalık süreç içerisinde, deneyimli tek bir kullanıcı tarafından yapılan fibroscan ile karaciğer fibrozisi ve CAP ölçümleri ile de hepatosteatoz değerlendirildi.

 

Bulgular: Toplam 20 hastanın 15’i (%75) erkek ve yaş ortalaması 12,5±2,3 yaş olarak saptandı. Hastaların ağırlık ortalaması 73,0±23,5 kg, boya göre ortalama ağırlık yüzdesi %157,5±27,9 olarak belirlendi. Vücut kitle indeksi (VKİ) persantiline göre 20 hastanın 2’si fazla tartılı, 18’i obez olarak değerlendirildi, boya göre ağırlık (BGA) ölçütüne göre ise tüm hastalar obez iken, bunların %65’i morbid obez idi. Biyopsi ile hastaların %20’sinde evre 1, %15’inde evre 2 ve %65’inde evre 3 steatoz saptandı. Yirmi hastanın %25’inde fibrozis saptanmazken, %40’ında F1, %25’inde F2 ve %10’unda F3 fibrozis görüldü. Steatoz değerlendirmesinde USG ve CAP yöntemleri ile biyopsi sonuçları arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Orta ve ciddi fibrozis olan grupta AST ve ALT değerleri, fibrozisi olmayan veya hafif fibrozisi olan gruba göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (sırasıyla p: 0,011, p: 0,026). Fibrozisi olan grubun APRI skoru ortalaması, fibrozisi olmayan gruba göre anlamlı olarak yüksek tespit edildi (p: 0,032). Yine hafif fibrozisi, ciddi fibrozisten ayırd etmede APRI skoru başarılı idi (p:0,016). Fibroscan ile belirlenen fibrozis şiddeti ile biyopsi verileri arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı.

Sonuç: Çalışmamıza göre; karaciğer biyopsi sonuçları ile karşılaştırıldığında USG, Fibroscan, CAP yöntemi gibi görüntüleme tetkikleri hepatosteatozis ve fibrozisi belirlemede yeterli değillerdir. Bir laboratuvar testi olan APRI skoru, fibrozisin varlığını ve derecesini saptamada kullanılabilir.

Anahtar Kelimeler: Çocuk, Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı, hepatosteatoz, non-alkolik steatohepatit, APRI skoru, Fibroscan, CAP